Emek, doğa ve kapitalizmin karşılıklı etkileşimleri, Marksizmle ekolojinin bağını tartışan araştırmacıların uzun zamandır ilgi alanında. Bu araştırmacılar arasında Jason W. Moore dünya çapında tanınmış isimlerden biri. Onun yaklaşımının çekiciliği, etkileşimlere odaklanmakla kalmayıp bunları tarihsel bir tartışma içine yerleştirmesiyle açıklanabilir. Yaklaşımını sunduğu, çok ses getiren yapıtı İngilizcede, Capitalism in the Web of Life: Ecology and the Accumulation of Capital başlığıyla 2015 yılında yayımlandı. Gelgelelim, yer yer daldan dala seken karmaşık anlatımının ve önerdiği yeni “dil”in yol açtığı güçlükler var. Moore, insanla doğa arasında ikicilik (düalizm) kuran anlayışı yıkma çabasına girişir ve o çabasına uygun olarak yeni bir dil oluşturmak ister. Yeni…
Yazar: Aykut Çoban
Hakan Yurdanur’un derlediği, Sosyo Ekolojik Bir Toplum İçin Ne Yapmalı başlıklı kitap, İmge Kitabevi Yayınları tarafından, 2024 yılının ilk ayında okurla buluşturuldu. Kitapta çok sayıda yazar, ekoloji tartışmalarına değerli katkılarda bulunuyorlar. Bunlardan biri, Sibel Özbudun ve Temel Demirer’in kaleme aldığı “Doğa, Marksist Ekoloji ve Sosyalizm” başlığını taşıyan yazı. O makalenin son kısmında ekososyalizmin eleştirisi yapılıyor. Ekososyalist yaklaşımlara yönelik eleştirilerimi çeşitli mecralarda dile getiren birisi olarak yararlandığım o yazıdaki tartışmaya bir konuda katılmak istedim. Özbudun ve Demirer, sosyalizmin önüne ekolojik sözcüğünün ya da eko- ekinin getirilmesini doğru bulmadıklarını belirtiyorlar. Buna kim, ne diyebilir? İsteyen eksiz, isteyen eko- ekli olarak sosyalizm ve…
Satın Al İklim değişikliğinin nedenleri nelerdir, sorumluları kimlerdir, değişen iklimden en ölümcül biçimde kimler etkileniyor? Bu soruları yanıtlamadan iklim değişikliği sorununa çözüm bulunamaz. İklim krizine neden olan sermaye sınıfları ve onların ulus-devletleri, önümüze “iklim politikaları” koyuyorlar. Bunu yaparken emek sömürüsünü, ezilenler üzerinde tahakkümü ve doğanın talanını, özcesi, kapitalist düzeni sürdürme derdindeler. Dolayısıyla o iklim politikaları, oligarşik karar alma süreci, piyasa ekonomisi mantığını dayatması, işe yaramaz uygulama araçları, içerdiği uzlaşmaz çelişkiler, etkilenenlere çare üretmemesi bakımlarından, nüfusun yüzde birini, ikisini oluşturan patronların, sanayicilerin, enerji baronlarının, rantiyenin, tüccarın, yani sermaye sınıflarının politikalarıdır. Böylece kapitalist düzen, son çağlarda insanlığın karşılaştığı en çetrefilli sorun karşısında…
Kürtlerin maruz bırakıldığı ekolojik yıkımlar farklı yaklaşımlarla araştırma konusu yapılıyor. Öne çıkan yaklaşımlar, devletin güvenlikçi politikaları ve süregiden çatışma koşullarıyla biçimlenmiş bir ekolojik kuramsal çerçeve, sömürgecilik kuramı ve sömürge karşıtı direniş perspektifi, Murray Bookchin’in toplumsal ekoloji düşüncesi ve onunla etkileşim içinde Abdullah Öcalan’ın ekoloji paradigmasıdır (örnekler: Akın, 2022a; Arslan, 2014; Çetin 2015; Hunt, 2021a; Jongerden, 2010; Yeniay, 2017). Bu gibi araştırmalar zaten yapılmışken, tekrara dayalı sonuçlar üretmekten kaçınan yaklaşımların, yöntemlerin ya da konunun farklılaşan alanlarına odaklanmanın gerekli olabileceği düşüncesindeyim. Bu yazının amacı, başka bir pencere açmak ve Kürt ekoloji mücadelesine odaklanarak, bu mücadeleyi ekolojik adalet yaklaşımının sunduğu çerçeve içinde tartışmak.…
Bu yazı, 26-27 Haziran 2021 tarihlerinde çevrimiçi olarak düzenlenen Madenciliğin Politik Ekolojisi Sempozyumu’nun Emek ve Ekoloji Mücadelelerinin Ortaklığı başlıklı 3. oturumunda yapılan sunumun gözden geçirilmiş halidir. Aykut Çoban’ın sunumunu buradan izleyebilirsiniz. Madenciliğin Politik Ekolojisi Sempozyumu’ndaki oturumların tamamını izlemek için youtube’daki oynatma listesine ulaşabilirsiniz. Emek ve ekoloji mücadelelerinin ilişki biçimleri, çeşitli açılardan gösterilebilir. Bunlardan biri, emek sömürüsünün ve doğanın yağmalanmasının, kapitalizme özgü meta üretim sürecinin birbirinden ayrılamaz iki parçası olduğunun vurgulanmasıdır. Bütün metalar, emek ve doğa sömürüsüyle üretilirler. Bu çerçevede, doğanın talan edilmesine ve metalaştırılmasına karşı ekoloji mücadelesiyle, emeğin sömürüsüne karşı sendikal mücadele birbirini gerektirir, birbirini bütünler. Böylece bu iki mücadele…
Click here for the English version. Çalışmanın birinci bölümü için tıklayın. İktisadi Sorun – İktisadi Mücadele İklim krizi, iktisadi bir sorundur. Ekolojik bakımdan üretim, enerji ve maddenin dönüşümüdür. Fizik yasalarına göre bu dönüşümde girdiler ve çıktılar (elde edilen yararlar yanında geriye kalan atıklar olarak çıktılar) birbirine eşittir. Kapitalist üretim ise böyle bir girdi-çıktı eşitliği içinde emek sömürüsüne denk düşen bir artık ürün elde edilmesini şart koşar. Ekolojiyle kapitalist ekonomi arasındaki çelişkinin kaynağı da burasıdır (Altvater, 1989: 67). Çünkü sermaye birikiminin olması için durmaksızın artık değer üretilmesi; madenler, ormancılık, hayvancılık, fosil enerji sektörlerinde olduğu gibi sürekli olarak girdi kullanımının artmasını ve…
Türkçesi için tıklayın. The first part of article is here. Translated by: Bircan Tamer, Helin Nur Güler, Onur Yılmaz Economic Question / Economic Struggle Climate crisis is an economic question. Ecologically speaking, production is the transformation of energy and material. According to laws of physics, inputs and outputs throughout this transformation are equal to each other (benefits obtained through production processes, along with outputs being wastes left at the end). Capitalist production, on the other hand, requires obtaining a surplus product corresponding to the exploitation of labor within such an input-output equality. This is the source of the contradiction between…
Click here for English version. Çalışmanın ikinci bölümünü okumak için tıklayın. İklim değişikliği sorununun çözümü konusunda iki ana strateji var. İlkinde, kapitalist sistem içinde, nedenleri gidermek yerine “enerji dönüşümü”ne ve belirtileri hafifletmeye yönelen (semptomatik) önlemler uygulanır. Bunun örnekleri, pek çok ülkede sermayenin çıkarını gözeterek yürürlüğe konan birbirine benzer iklim politikalarıdır. Bu, hegemonik iklim siyasetidir. İkinci strateji ise sömürülen emekçiler, ezilen toplum kesimleri olarak halkın, kapitalizm karşıtı iklim siyasetidir. İki siyaset, yalnızca çözüm yolları konusunda değil, öncelikle iklim sorununun nedenleri bakımından birbirinden ayrılırlar. İlkinin tersine ikincisi, kapitalizmin işleyiş yasaları, yapısal nitelikleri nedeniyle iklimin değiştiğini kabul eder. Kapitalizm ortadan kaldırılmadan kapitalizmin yapısal…
Türkçesi için tıklayın. The second part of article is here. Translated by: Bircan Tamer, Helin Nur Güler, Onur Yılmaz Today we are faced with two main strategies for solving the problem of climate change. In the first, (symptomatic) measures are applied within the capitalist system, which tend towards “energy transformation” and alleviate symptoms, rather than addressing the causes. Examples of such policies in action abound in many countries: broadly similar, they defer to the interests of capital. This may be termed the hegemonic climate politics. The second strategy is that of anti-capitalist climate politics of the people as exploited workers…
Bu metin Polen Ekoloji Kolektifi’nin bir süredir sürdürdüğü iç eğitim çalışmasında Prof. Dr. Aykut Çoban tarafından yapılan sunumun kendi düzenlemesiyle yayına hazırlanmış halidir. Eğitimin kaydına buradan ulaşılabilir. Marksizme giriş, ekomarksizmin de dahil olduğu politik ekoloji akımları, ekolojik krizden çıkış tartışmaları, ekoloji hareketinde örgüt-strateji tartışmaları gibi başlıklarda süren iç eğitim çalışmalarımıza katılmak ve Polen’de birlikte mücadele yürütmek için bize mail, sosyal medya ve kayıt formu üzerinden ulaşabilirsiniz. 6 Haziran 2021 Marksizme ekoloji tartışmalarında neden ihtiyaç var? Şöyle bir soruyla başlayabiliriz, ekolojik tartışmaları yaparken Marksizme gerek var mı? Önceki sunuşlarda sanırım toplumsal ekolojiyi, derin ekolojiyi ele aldınız. Bu gibi yaklaşımlar varken, ekoloji…