Yazar: Cemil Aksu

Salgınla geçen 2020’nin son dönemi, devletlerin çarkların dönmesini sürdürmek için başlangıçta durumu yeterince ciddiye almayıp olağan akışı sürdürerek; sonrasında ise can kayıpları ve sağlık sisteminin tıkanmasıyla olağanüstü hâl yetkilerine başvurarak geçen bir sürecin tam ortasında yapılan kapitalizmin çoklu krizi, neoliberalizmin geride bırakılması, ekolojik çöküşün bu kriz ve yapısal değişiklik için salgın gibi felaketlerle bir zemin/bahane sunması tartışmalarıyla geçiyordu. Koronavirüs salgını kapitalizmin 2008’den sonra beklenen diğer büyük ekonomik krizini sadece erken çekti. Sadece çok kısa bir süre yavaşlayan çarklar dönmeyi hiç bırakmadı. Bugün hâlâ salgın etkisini yitirmiş değil, ancak kapitalist zincirin bir parçası olan aşıyla birlikte kapitalizmin eşitsiz gelişimi bir kez…

Devamını Oku

İki hafta önce yapılan NATO zirvesinin Türkiye açısından en çok konuşulan konusu elbette Afganistan’daki işgal gücü ABD’nin işini taşeron olarak Türkiye’ye bırakmayı teklif etmesi idi. Türkiye tarihinde böyle bir kara leke var: Kore’ye yine ABD’nin taşeronu olarak asker göndermek. Bu taşeronluk bazılarını elbette çok sevindirdi; çünkü her ülkede olduğu gibi bizde de en güçlü lobi savaş lobisi. Afganistan, NATO zirvesinden önce, iktidar üyelerinin uyuşturucu trafiğindeki rolünün Sedat Peker tarafından ifşa edilmesiyle gündem olmuştu. Dünyadaki yasa dışı afyonun % 90’ından fazlasının kaynağının Afganistan olduğu ve bu uyuşturucunun Avrupa’ya transferinin büyük kısmının da Türkiye üzerinden gerçekleştiği söyleniyor. Yine bir hatırlatma; Peker’in açıklamaları…

Devamını Oku

* EKOIQ sitesinden alınmıştır. Rize’de İyidere ilçesinde yapılacak Lojistik Merkez ve Liman Projesi için gerekli deniz dolgusunda kullanılmak üzere bölgenin derin vadilerinden birinde olan İkizdere ilçesinin Cevizlik köyünde açılacak taş ocağı projesine karşı köylüler günlerdir eylemde. Proje dosyasında bazalt taş ocağından 15 milyon 724 bin 800 ton malzeme alımı yapılacak. Ocak sahasında patlatma ile gevşetilen malzeme, iş makineleri ile çıkarılacağı ve kırma-eleme faaliyetine tabi tutulmayacağı yazıyor. Fakat taş ocağı yapılmak istenen arazi hiç bozulmamış bâkir bir alan. Önce belirlenen alana gitmek için yol yapılması gerekiyor. Şirket, köylülerin itirazlarına rağmen kolluk kuvvetlerinin yardımı ile şimdilik bu yolu yapmaya çalışıyor. Cevizlik ve…

Devamını Oku

Beyza Üstün, 17 HDP’li siyasetçi ile birlikte, faşist Saray hanedanının, içinde debelendiği krizi yönetebilmek için toplumsal muhalefete karşı sürdürdüğü tutuklama furyası içinde 25 Eylül 2020’de gözaltına alındı, 2 Ekim’de tutuklandı. İktidarı bekâ sorunu ile yüz yüze bırakan HDP’nin etkisizleştirilmesi, örgütsüzleştirilmesi amacıyla yapılan bu gözaltı ve tutuklama saldırısı ne ilk ne de sonuncusu. Beyza Üstün, 2000’lerden beri süregelen çevre ve ekoloji hareketinin hem emektarı hem de öncülerinden biri. 2000’li yılların başlarından itibaren Türkiye’de çevre ve ekoloji hareketinde yeni bir dalganın kabarışına tanık olduk. Suyun metalaştırılmasına, su havzalarının ve derelerin enerji şirketlerine peşkeş çekilmesine karşı mücadeleden 3. Köprü ve 3. Havalimanı projelerine…

Devamını Oku

Jineps Gazetesi internet sitesinden alınmıştır. Bu köşenin adı “Kıyametten havadisler” ama bugün mevzubahis kıyametten bizi kurtaracak ekolojik mücadelenin elkitabı sayılabilecek bir kitabı haber vermek istiyorum size. Yazının sonunda da yazarla kitap üzerine yaptığımız söyleşinin linkini paylaşacağım. Prof. Dr. Aykut Çoban yıllarca Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde –namı diğer Mülkiye’de– dersler verdi. 11 Ocak 2016’da yayımlanan “Barış İçin Akademisyenler” veya “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayan 1128 akademisyenden biri olduğu için 2017’de KHK ile işine son verildi. Çevre ve iklim politikaları, siyasal ekoloji, yeşil siyasal düşünceler ve ekolojik hareketler gibi konularda yayımlanmış bir kitabı, makalesi ve yazısı var. Aykut Hoca’nın…

Devamını Oku

Bu yazı ilk kez Yeşil Direniş sitesinde geçen yılın Mayıs ayında yayınlandı. Çay hasatının başladığı günlerde, çay üreticisinin salgın karşısında korumasız bırakılması karşısında, onların dertlerini dert edindiğimizi, seslerini duyurmak istediğimizi, mücadelelerinin yanında olduğumuzu bir kez daha dile getiriyoruz. Yazıyı güncel önemi nedeniyle bir kez daha sitemizde yayınlıyoruz. Doğu Karadeniz’de çay sezonu başladı.0 Çay üreticileri uzun zamandır, çaydaki neoliberal politikalardan şikâyetçi. 1980 sonrasında sektör özel şirketlere açıldığından beri, şirketlerden yana ama üreticilerin zararına bir çay politikası uygulanıyor. ÇAYKUR hâlâ sektörde kurucu/belirleyici kurum olmasına rağmen, hükümet tarafından belirlenen taban fiyat uygulaması özel sektör tarafından uygulanmıyor. ÇAYKUR kota sistemi uyguladığı için, çay…

Devamını Oku

08 Nisan 2020 HDK Yürütme Kurulu üyesi ve Polen Ekoloji aktivisti Cemil Aksu, ekoloji ve kapitalizm arasındaki ilişki üzerine bianet’in sorularını yanıtladı. Evrim Kepenek’in sunumuyla yapılan söyleşiyi yayınlıyoruz: Hemen herkes felaket senaryoları içeren Amerikan filmlerinden en az birini izlemiştir. Filmi sonunda her nedense ABD bir şekilde tüm dünyayı felaketten kurtarır. Önce İklim Krizi, kuraklık ve anormal mevsim koşulları ardından COVID-19 pandemisi ile mücadele derken dünya bu kez filmlerin aksine tam bir çözümsüzlük sarmalına düşmüş durumda. Peki, ekolojik krizlerin kaynağı ne? Hükümetlerin ekolojik tahribatlarının arkasında motivasyonlar neler? https://youtu.be/33goBBCPZiU Ekolojik krizin nedeni kapitalizm diyebilir miyiz? Hem diyebiliriz hem de bir şerh düşeriz.…

Devamını Oku

Avustralya’da kıta çapında süren orman ve çalı yangınları “can yaktıkça” gündemde kalmaya devam ediyor. Yangınların doğal döngünün mevsimsel bir parçası olduğu kıtada bu yılki çalı ve orman yangınları ilkin Temmuz’da küçük çaplı şekilde başlamış, ancak Eylül’e gelindiğinde özellikle doğu kıyılarında etkili olmak üzere yüzlerce noktada, adanın neredeyse tamamına yayılmıştı. Adada şu ana dek 15 milyon hektarın üzerinde bir alanın yandığı belirtiliyor. Hava sıcaklığının birkaç derece düşmesi ve kısa yağış aralıklarıyla yavaşlasa da kontrol altına alınamayan yangınlar aylardır sürüyor olmasına rağmen sosyal medyada tüm kıtayı yangınlarla kaplanmış gösteren fotoğraf[1], dumanlarla kaplanan başkent Canberra ve Sydney’in ve küle dönmüş hayvanların kıyamet günü…

Devamını Oku

Küresel ısınma ya da iklim krizinin yarattığı felaketin boyutları her geçen gün artıyor ve geri dönüşümsüz bir noktaya doğru ilerliyor. Milyarca yıllık doğa tarihinde kapitalizm son iki yüzyılda yarattığı dönüşümle büyük bir ekolojik yıkım ve yokoluş yarattı. Azami kar ile “serbest piyasa” koşullarında azgın rekabet kurallarıyla hareket eden kapitalist üretim, insanlığı ve doğayı, toprağın ve gıdanın zehirlenmesi, biyoçeşitliliğin azalması, ormanların tükenmesi, havanın, suyun ve denizlerin kirletilmesi, gibi çok boyutlu bir felaketle yüz yüze getirmiş durumda. Dünya, tehlikeli biçimde bir kırılma noktasına ilerlerken küresel ısınma, hidrolojik dengeleri yoğunlaştırır, temiz su kaynakları ve insan sağlığını da etkileyerek fırtınalar, deniz seviyelerindeki sürekli artış,…

Devamını Oku

Türkiye’de AKP’li yıllara denk düşen enerji ve inşaat odaklı kalkınma politikalarının kentsel ve kırsal alanda yarattığı yıkıma karşı gelişen hareketler kendilerini genellikle çevreci, doğa savunucusu, yaşam alanı savunucusu gibi adlarla tanımlamadı. Aynı zamanda bu hareketler, gerek “taktiksel” olarak, gerekse “ideolojik” olarak kendilerini “siyasetler üstü” olarak tanımladılar ve bunu vaaz ettiler. Daha çok akademik alandan sürece dahil olanlar, mücadele içinde hem kuruculuk hem liderlik konumunda olan bazı avukatlar, sosyalist ya da anarşist aktivistler, hareketi “antikapitalist”, “ekoloji” ya da “politik ekoloji” hareketi olarak adlandırmakta, nitelendirmekte veyahut bu adlandırmaya denk düşen bir hatta tekamül ettirmeyi savunmaktadır. Ezcümle, ekoloji hareketi, çevrecilik, doğa ve çevre,…

Devamını Oku