Yazar: Matt Huber

İklim değişikliği, kıyı deniz seviyesinin yükselmesi, milyonlarca iklim mültecisi ve gezegenin tüm kesimleri insan yaşamı için artan sıcaklık dereceleri gibi sorunlarla gün geçtikçe kasvetli bir problem haline gelmektedir. Bu nedenle, ekososyalist politika, kapitalizmin yerini almazsa, geleceğin “distopik” vizyonunu vurgular. Temel eleştiri biçimi, bilimin bize şu anki ekolojik çöküş hakkında söylediklerini ve gezegensel koşulların öngörülen kötüleşmesini (sadece iklim değil, kitlesel tükenme, azot ölü bölgeleri vb.) ortaya koymasıdır. Bununla birlikte, sosyalist stratejinin bir parçası, işçi kitlesini daha iyi bir geleceğin mümkün olabileceği konusunda ikna etmekle de ilgilidir. Ekososyalist politika, savaşmaya değer bir özgürleştirici gelecek yerine, genellikle kaçınmamız gereken bir distopik geleceği yansıtır.…

Devamını Oku