Yazar: Sultan Gülsün

Taslak Uygulama Kararına Göre  Türkiye’de yerleşik gemi geri dönüşüm tesisleri Leyal Gemi Söküm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve Leyal-Demtaş Gemi Söküm Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Avrupa Listesine dahil olma süreleri 9 Aralık 2023 tarihinde sona erecektir. Gemi geri dönüşümünü gerçekleştirmek ve Avrupa Listesine dahil edilmelerini yenilemek için söz konusu Yönetmeliğin 13. Maddesinde belirtilen gerekliliklere uygun olması gerektiği belirtilmiştir. Ara Rapor Değerlendirmelerine Göre Uygunsuzluklar Öge: Tesis artık faaliyetlerinden kaynaklanan tehlikeli atıkların uzaklaştırılması, geçici depolanması, taşınması ve bertarafı sorumluluğunu üstlenmiştir. Daha önce bu süreçten Gemi Geri Dönüşüm Derneği sorumluydu. Bu durum, tehlikeli atıkların ayrıştırılarak depolanmasına yönelik tesislerin inşasını ve taşıma ve…

Devamını Oku

Depremler her ne kadar canlılar, doğa ve altyapı üzerinde yıkıcı etkileri olan jeolojik süreçler arasında olsa da önlemlerin alınmamasıyla birer cinayete dönüşüyor. Maraş’ın Pazarcık (7,7) ve Elbistan (7,6) ilçelerinde meydana gelen depremlerin ardından 20 Şubat Defne (6.4)’de ve akabinde bölgede 7200’ün üzerinde artçıoldu. Jeolojik çöküş ile toplumsal olarak yaşadığımız enkaz, kitlesel bedenselliğin kritik rollerini ortaya koydu. Bu yüzden sadece yaşananlardan değil, vahşi bir kapitalizmin ve onu savunan hükümetlerin politikalarının sonuçlarından da muzdaribiz. Kapitalist sistemin nüfusun çoğunluğunun temel ihtiyaçlarını karşılamadaki yetersizliğini gündeme getiren ve canlıların varlığını tehdit eden bu felaket ile mevcut hükümetin her kademesinde sergilenen verimsizlik ve sinizm depremlerin çevresel…

Devamını Oku

“Suya dokun/Yola çık!/Korkma!/ Susma!” Müslüm Yücel, Su Masalı Kapitalizmde lobiler ve siyasi oluşumları finanse etme konusu, su endüstrisinin ticarileştirilmesinde rol oynuyor; şirketler doğal varlıkları tüketene kadar istedikleri ölçüde kullanabiliyorlar. Su krizi her yıl yaklaşık 2,8 milyar insanı etkiliyor. Halklar suyun yaşam olduğunu biliyor ve suyu kirleterek yok eden kâr odaklı politika yapıcılardan korumak için hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Kapitalistler için ise satılması için bir şişeye zerk edilene dek su ise değersiz olarak görülüyor. Sermaye dört başlıkta suyu kirletiyor. 1)Boru Hatları Petrol ve gaz, su için en büyük tehdittir. Yağ, suyun yüzeyini kaplar ve orada yaşayan canlıları zehirler. Sıklıkla sızan boru hatlarından…

Devamını Oku

Yaşam alanlarının sömürgeleştirilmesiyle yapılandırılmaya başlanan sömürücü birikim tarzı o zamandan beri aşırılaşan kapitalizmin talepleri tarafından belirlendi. Bazı bölgeler birincil metaların çıkarılması ve üretimine yoğunlaşmışken bir kısmı da doğayı ihraç ederek onu ithal edebileceği metalar halinde üretme rolünü üstlendi. Bu nedenle büyük miktarlardaki doğal varlıkları ortadan kaldıran faaliyetlere atıfta bulunmak için ekstraktivizm terimini kullanacağız çünkü ekstraktivizm, madenler veya petrol ile sınırlı değildir; tarımda, ormancılıkta ve hatta balıkçılıkta da mevcuttur. Büyük ölçekli yeraltından karbonu çıkarma nedeniyle ormanlar veya toprak verimliliği gibi birçok “yenilenebilir” varlığın yenilenemez hale gelmesinden sorumludur. Bunun nedeni; çıkarma hızının ortamın varlığı yenileyebildiği orandan çok daha yüksek olduğunda doğal varlığın…

Devamını Oku

Fosil yakıt endüstrisinin bir sonucu olan ulus ötesi gıda sistemi, iklim krizinin de bir nedenini oluşturuyor ve küresel emisyonlarının yüzde 55’ine varana dek eklemlenebiliyor. Bu sistem insanları topraktan uzaklaştırmakla kalmayıp bölgeler arasında şiddeti ve eşitsizliği teşvik ediyor. La Via Campesina Avrupa Koordinasyonu’nun (ECVC) agroekolojiyi tanımladığı ve 15 Nisan’da yayımladığı “ECVC’YE GÖRE KÖYLÜ AGROEKOLOJİSİ” belgesi, Nyéléni Uluslararası Agroekoloji Forumu ile ECVC Agroecology’nin çalışmasına dayanmaktadır. Agroekolojiyi, belirli tekniklerin ve uygulamaların ötesinde, bireysel ve kolektif bir dönüşüm süreci olarak anlatıyor bu belge. Amaç ise petrol ve diğer fosil yakıtlardan bağımsız, köylü özerkliğine dayalı bir tarım. Zirai kimyasallar olmadan arazileri koruyan bir tarım sistemi…

Devamını Oku

İnsan türü olarak hepimizin hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğu oksijen, temiz su ve gıdayı sağlayan gezegenin derisi katmanları, bileşenleri, dinamikliğiyle çok karmaşık süreçlerden oluşan dev bir ekosistemdir. Bu ekosistemde toprak bize yaşanacak ve beslenecek zemini sunan jeolojik ve tarihsel izler taşıyan bağlayıcı parçalardan biridir. Tarih boyunca medeniyetlerin, üzerine inşa edildikleri toprakların sağlığına göre yükselip alçaldıklarını söylemek abartı olmaz. Toprak, iklim ya da insan sağlığıyla ilgili acil durumlarla mücadelede de merkezi öneme sahip olsa da onun sağlığı çok uzun zaman boyunca göz ardı edildi, korunmadı ve yeterince gözlenmedi. Sağlıklı topraklar, karbon ve suyu emen büyük bir sünger görevi görür. Yapıları bozulduğunda…

Devamını Oku

Bu yazı, Newaya Jin gazetesinin Ekim 2021 sayısında yayımlanmıştır. Gazetenin internet sitesinde yazının seslendirilmiş hâli de mevcut. Kapitalizm meta üretmek için sonu olmayan kaynak arzıyla doğayı sömürerek toplum ve doğa arasındaki metabolizmada yarığa yol açtı ve sermayenin sürekli büyüme planı, milyonlarca yıl süren doğal döngünün kesintiye uğramasına neden oldu. Tüm gezegen, kapitalist üretim, dağıtım ve tüketim kalıplarına kaynak ve nihayetinde evsel, endüstriyel ve tehlikeli atıklar için dev bir atık alanına dönüştürüldü. Büyük kapitalist şirketler, iklim inkârı kampanyalarına sponsor olurken, iklim krizinin sonuçlarının ve sosyo-politik etkilerinin tamamen farkındalar. Sera gazlarının salımında en büyük sorumluluğu taşıyanların çok uluslu şirketler olması şaşırtıcı değil.…

Devamını Oku

Geçtiğimiz günlerde açılan tek kullanımlık plastik zincir mağazası elbette haklı bir şekilde büyük tepki çekti. Buna rağmen mağazayı açanlar tarafından hiçbir politik doğruculuğa yer bırakmayacak şekilde olağanca bir pişkinlikle savunuldu. İddialarına göre mağaza geri dönüştürülmüş plastik ürünleri sattığından geri dönüşümü teşvik ediyor, plastiklerin diğer biçimlerde bertaraf edilmesindense bu tür kullanımıyla hem ekonomiye kazandırılıyor hem de karbon salımı azaltılıyor. Bu tür safsatalar şirketlerin hem yeşil göz boyama faaliyetleri hem de iklim krizinde sorumluluğu üzerinden atması için oldukça kullanışlı olsa da artık pek de alıcısı yok. Plastik şirketleri çok büyük ölçüde meşruluğunu yitirmiş durumda olmasına rağmen kapitalizmin çarklarına sıkışmış insanlar için alternatife…

Devamını Oku

Üç aylık edebiyat dergisi Şahsiyet Dergisi’nin “salgın” temalı 10/11 birleşik sayısında yer alan Polen Ekoloji’den Sultan Gülsün’ün yazısı. Yönetmen-Senaryo: Ümit Kıvanç Yapım yılı: 2011 Yapılandırılma yılı: 2021 Tür: Belgesel Süre: 92 Dakika (Vimeo, 2021) Ümit Kıvanç tarafından yönetilen belgesel çağlara göre madenciliği, serbest piyasayı, hileli tartıları, madenlerde çalışmaya zorlanan çocuk işçileri ve maden emekçilerinin yaşadığı sağlık sorunlarını merkeze almakta. Elbette Ümit Kıvanç birikiminden belgeselin bu konularla sınırlı kalması beklenmemeli. İlk versiyonu 2011’de yayımlanan 16 Ton’u, 2021’deki görsel anlamda yapılandırılmış haliyle izleme şansına eriştim. Dilerim ki daha fazla izleyeni olur. 92 dakikanın bu denli değerli geçirilebileceğine az şahit olmuşumdur. Belgeselde Frankie…

Devamını Oku

Gezegende yaşayan yedi buçuk milyar insana 2050 yılına kadar üç milyar insan daha ekleneceğini düşünelim. Yaklaşık 10 milyar insanın kullanacağı su varlığı küresel kapitalizm tarafından kirletilirken temiz çevrede yaşama hakkı ihlal edildiği gibi canlı ve cansız etmenlerin doğal döngülerinin bozulmasıyla canlılık açısından çorak sulara dönüşü, yani tersine bir evrimi gözlemliyoruz adeta. Ekosistemlerin bozulması insanların da, diğer canlıların da hayatta kalmasını tehdit ediyor; zira tüm canlı yaşamı, cansız varlıklarla karşılıklı etkileşim içinde oldukları ekosistemlerin sağlıklı işleyişine ve bir bütün olarak yeryüzü ekosisteminin sürmesine bağlı. Sorunun 2021’de Marmara’da müsilaj olarak gözlemleniyor olması tesadüf ve öngörülmeyen bir sonuç değil. Marmara’da müsilaj sıklığı ve…

Devamını Oku