Aylık Ekoloji Haberleri Bülteni
Ekim 2020 | Sayı: 7
3-5 ağaç meselesi…
Özet
Ekim ayında her yıl düzenli olarak pek çok şey olur. Mesela Kuzey Buz Denizi yazın ardından yeniden buz tutmaya başlar. Ancak bu yıl öyle olmadı. Sibirya’daki dev yangınlar ve albedo etkisinin azalmasıyla kutup bölgesi yeryüzünün diğer her yerinden daha çok ısındı ve buz tutma süreci gecikti. Gezegen alarm verirken tüm dünyada toplumsal kriz koşulları da alabildiğine derinleşiyor. Kapitalizmin ekolojik rejimi, ekosistemin bir parçası olan kapitalist toplumu sürdürülemez hale getiren en önemli etken haline geldi. Her ay işte bu krize, bu yıkım sürecine kendi coğrafyamızdan bakmaya devam ediyoruz.
Bu ay Türkiye’de gözümüze çarpan kayda değer haberler arasında enerji alanında 15, madencilikte 23, kent suçları ve mülksüzleştirme açısından 21, doğa tahribatı ve ormansızlaştırma vahşetinden 19 ve hayvan haklarıyle ilgili 2 konu başlığı ekoloji mücadelesi gündeminde yer etti.
İklim krizinin dolaylı etkileri pek çok ekolojik yıkımda görülürken doğrudan etkisi bu ay 4 habere konu oldu. Bunlardan İstanbul’un barajlardaki doluluk oranının %30’lara inmesi sonbaharın ilerleyen ayları için içme suyu sıkıntısını yaşanabileceğine işaret ediyor.
Ekoloji mücadelesinin örgütlü bileşenleriyle ilgili diğer öne çıkan gelişmeler ise 4 Ekim’de Ekoloji Birliği Türkiye’nin kışkırttığı ve dahil olduğu savaşlara karşı bir açıklama yaparak savaş karşıtı bir tutum alması, 13 Ekim’deki ilk duruşmasında Munzur Çevre Derneği başkanı Ali Ekber Barmağıç’ın serbest bırakılması, Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları’nın 16 Ekim Dünya Gıda Günü açıklaması ve Kazma Bırak kampanyası bileşenlerinin İzmir depremi ardından yaptıkları dayanışma ve mücadele çağrısı oldu.
Meclisin açılmasıyla birlikte doğaya saldırının bir kolu da buradan başlatıldı. Getirilen torba yasa, gıda tasarısı, kıyı yönetmeliği ve işletmelerin orman alanlarını kullanımıyla ilgili değişikliklerle sermayenin maliyetlerini azaltmak için her türlü koruma yasasının altı hızla boşaltılmaya başladı. Halkın, ekoloji örgütlerinin mecliste temsili engellenirken sokakta mücadele sürdü, bazı maddeler geri çekildi. Bu yasaları çıkarmakta aceleci olan iktidar, hayvanseverlerin 4 Ekim’deki “avcılık yasaklansın” talebine ise kulak tıkıyor.
Öte yandan Sayıştay raporları ile ÇED süreçlerindeki usülsüzlükler, madencilik faaliyetlerindeki talan, amaç dışı kullanım ve ihmaller bir kez daha belgelenmiş oldu. Devletin eksik denetimlerde kestiği cezalardaki artış ve buna karşın çevre koruma yatırımlarındaki azalma da dikkat çekiyor.
Akkuyu’da nükleer santrale dava açılırken Amasra, Salihli, Şavşat-Hanlı, Yusufeli-Demirdöven, Ayvacık-Büyükhusun, Korgan-Çiftlik, Gevye-Kılıçkaya, Arhavi-Pilarget, Çarşamba, Eruh-Kuşdalı’daki enerji santrallerine karşı mücadelede gelişmeler oldu. Loç Vadisi ve Muğla’da ise kazanımlar geldi.
Madene karşı direnen Kirazlıyayla’nın kadınları bu ay mahkemeyi kuşatırken Ünye Üçpınar’daki yurttaşlara belki de örnek oldular ve Üçpınarlıların halen süren direnişi bu ay öne çıktı. Kazdağları’nda tedbiri elden bırakmadan değerlendirilecek bir kazanım sağlanmış oldu. Divriği, Çatalca, Samsun-Kavak, Murgul, Bergama, Balıkesir-Balya, Dikilş-Deliktaş, Çukuralan, Efemçukuru, Şirvan, Beypazarı, Kırklareli-Kapaklı, Kemaliye, Belen, Keşan, Gözne, Hacıbektaş’taki maden süreleriyle ilgili gelişmeler yaşandı.
Bu ayın öne çıkan diğer başlıkları ise Taksim Meydanı tasarım sürecinin aceleye getirilmesi, İBB’nin yol kenarı “dikey” saksılarını kaldırması, Amed’de Sur’daki restorasyon ve “Berlin duvarı”, Alamos Gold’un Kazdağları’ndan çekilip yerini Cengiz’e bırakma ihtimali, farklı yerlere yayılan “çıplak ayaklı kitap okuma” eylemleri, “Yeşil Yol”un yok ettiği endemik türler yerine çim ekilmesi ihalesi, Hollanda çöplerinin Adana’da bitivermesi, Munzur’da gözelere dökülen beton, Saraçoğlu Mahallesi’ndeki kamusal alanın ticarileştirilmesi, Kuzey Ormanları’ndaki son 3 ayda 196 tahribat, IUCN’nin Akdeniz’e dökülen plastiklerle ilgili raporu oldu.
Ayrıca Kazma Bırak kampanyası bileşenlerinin deprem sonrası açıklaması ve Ekoloji Birliği’nin savaş karşıtı açıklamaları ekoloji mücadelesindeki politikleşme düzeyiyle ilgili olumlu gelişmeler oldu.
Kazma Bırak Kampanyası
Fosil Yakıtları Yeraltında Bırak, İklim Felaketini Durdur!
Akdeniz ve Karadeniz’de Yeni Fosil Yakıt Aramalarına Son!
Bir müjde olarak ilan edilen Karadeniz’deki fosil gazı keşfi güncellenen (!) miktarıyla bu kez çoklu toplumsal krizler ortamında pek gündemde kalamadı. Keza, Doğu Akdeniz’de fosil yakıtlar üzerinden girişilen rekabette taraflar politik gelişmelerin gidişatına göre suları ısındırıyor ya da konuyu gündemden düşürüyorlar.
Ancak ekolojistler işin peşini kolay bırakmayacak. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı yaşanmaz hale getiren fosil enerji ve onun tüm altyapısından kurtulmadan mücadeleden geri adım yok.
- Bu ay kampanyanın bileşenleri olarak Artı TV’de Ekolojik Odak programında gündemi değerlendirdik.
- Kampanyanın Türkiye koordinasyonu uluslararası bir koordinasyon oluşturulması için bi toplantı günü belirledi.
- Kampanya hakkında sıkça sorulan sorulara kısa ve özlü yanıtlar vermeye çalıştık.
30 Ekim’de Ege Denizi’nde meydana gelen depremin ardından kampanya bileşenleri olarak bir açıklama yayınlayarak Ege’nin iki yakasından ortak bir sesle “insanlar ve tüm canlılar için hayatın yanındayız” dedik.
Mücadelenin Özneleri
Savaşlar da ekolojik bir yıkımdır! Barış, hemen şimdi! – 4 Ekim
Son günlerin gündemindeki savaşı tahrik eden diplomasi dili ve savaş yanlısı politikaları eleştiren Ekoloji Birliği, “Savaş değil, barış daha fazla cesaret ister” dedi. Kovid-19 pandemisinin tarihi bir uyarı anlamında anlaşılması gerektiğini vurgulanan açıklamada, “Son dönemde Ortadoğu’dan Afrika’ya yayılan savaşlara yanı başımızda Ermenistan-Azerbaycan savaşı da eklendi. Ermenistan ve Azerbaycan halklarının birbiriyle kardeşçe yaşama hakları, emperyalistlerin ve işbirlikçi iktidarların paylaşım ve egemenlik politikaları nedeniyle ellerinden alınmak isteniyor. Halklar savaş değil, birlikte barış içinde bir arada yaşamak istiyor… Savaşlar yalnız insanları yok etmiyor, ekolojik bir yıkıma da yol açıyor. Bombalanan, yakılan yıkılan şehirler, ormanlar, tarlalar, su kaynakları… Bu süreçte yok olan yaban hayat ve biyoçeşitlilik. Yaşanılan iklim değişikliği nedeniyle iklim krizi geri dönülmez noktalara gelmişken, bir de bu yıkıma savaşın neden olduğu ekolojik krizin de eklenmesi ile kriz katmerlenerek büyüyor… Kovid-19 pandemisi 1 milyondan fazla canı aramızdan almışken, daha fazla ölüm yaratacak, acı ve gözyaşına neden olacak savaş yanlısı politikalar bu yüzyılın en büyük çılgınlığı olacaktır” ifadeleri yer aldı.
Munzur Çevre Derneği Başkanı Ali Ekber Barmağıç tahliye edildi – 13 Ekim
Çevre ve ekoloji dernekleri tarafından yapılan davaya çağrı açıklamasında, “Ekoloji tutsaklarını sahiplenmek doğaya ve yaşam alanlarına yönelik süren talana, sömürüye karşı koymanın ayrılmaz bir parçasıdır. Ali Ekber Barmağıç, Beyza Üstün şahsında ekoloji mücadelesini tecrit etmeye, sömürüye ve talana karşı süren direnişleri gözaltı ve tutuklama saldırılarıyla sindirmeye çalışanlara verilecek yanıtımız güçlü bir dayanışma olacaktır,” denildi. Temmuz ayında iş yerinde gözaltına alınan ve ardından sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek tutuklanan Munzur Çevre Derneği Başkanı Ali Ekber Barmağıç tahliye edildi. Munzur Çevre Derneği başta olmak üzere çevre örgütleri, doğa talanına karşı mücadele eden Ali Ekber Barmağıç’ın tahliye edilmesi için basın açıklaması ve imza kampanyası başlatmıştı.
Eşitsizlikler sadaka kültürüyle aşılamaz – 16 Ekim
TMMOB’ye bağlı Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada yer alan verilere göre Türkiye’de vatandaşların yüzde 22’si yeterli gıdaya ulaşamıyor, yüzde 8,5’u ise açlık sınırında yaşıyor. Basın açıklamasında buna sebep olan koşullar arasında gıda krizi, iklim krizi, doğal kaynakların kirlenmesi ve gaspı, endüstriyel tarım uygulamaları gibi politikalara dikkat çektiler.
İklim Krizi
Marmara’da denizanası istilası – 12 Ekim
Marmara Denizi’nin kıyısında bulunan Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesi sahillerinde denizanası istilası yaşandı. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde Doç. Dr. Deniz Şirin tarafından konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Deniz suyu sıcaklığının halen yüksek seyretmesi plankton artışını tetiklemektedir. Bu da mevsimsel hareketliliği olan denizanası türleri için uygun besin ortamı oluşturmaktadır. Bu durum aslında normalde her yıl olan olayların şiddetli veya oldukça zayıf yani uçlara kayarak yaşamımıza girdiğinin başka bir kanıtıdır (birkaç gün önce yaşanan hortum gibi)” ifadelerine yer verdi.
“13 Ekim Uluslararası Afetlerin Azaltılması Günü”
13 Ekim Uluslararası Afetlerin Azaltılması Günü dolayısıyla, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün de aralarında bulunduğu bazı BM alt kuruluşlarının ortak raporu yayımladı. Rapora göre, iklim değişikliğinin sonucu olarak aşırı hava ve iklim olaylarının sıklığ arttı. Son 50 yılda hava, iklim ve su kaynaklı 11 binden fazla doğal afet yaşandığı, 2 milyon kişinin öldüğü ve 3.6 trilyon dolar ekonomik kaybın olduğu bildirildi.
İki haftalık yağışlar kuruyan İstanbul barajlarına deva olmadı – 20 Ekim
İstanbul‘a içme suyu sağlayan barajlar alarm veriyor. Kurak geçen yaz aylarının ardından beklenen sonbahar yağmurlarının gelmemesi nedeniyle barajlardaki su seviyesi hızla azalıyor. İstanbul’un barajlarındaki doluluk seviyesi son 15 günde yüzde 35,36 dan 32,03’e kadar geriledi. Su seviyesi Ekim sonunda ise %29’a kadar indi. İstanbul’daki barajların doluluk oranı 2014 yılında yaşanan kuraklıktan beri hiç bu kadar düşmemişti.
İzmir Kuş Cenneti kurudu! – 25 Ekim
Prof. Dr. Mehmet Sıkı, Milli Parklar Müdürlüğünün DSİ ile yaptığı su kaynaklarının korunması protokolünü tek taraflı olarak feshettiğini açıklayıp, bunun ciddi sorunlara neden olacağını açıklamıştı. Sıkı’nın uyardığı acı tablo Kuş Cenneti’nde gerçekleşti. Kuşlar için hayati öneme sahip sazlıklar kurudu. Prof. Sıkı, “Bu tablo, bütün canlıların imdat çığlığıdır. İzmir Kuş Cenneti 38 yıldır hiç bu kadar kötü olmadı. Ne yazık ki iki kurum anlaşamayınca korkulan oldu. Bölgede kuşlar için hayati öneme sahip sazlıklardaki sular kurudu.” dedi.
Sayıştay Raporu ve Torba Yasa
Sayıştay Raporları, ÇED Usulsüzlüklerini Ortaya Koydu – 6 Ekim
Sayıştay’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetim raporuna göre, ÇED sürecine başvuran birçok işletme tarafından, proje bedelleri olması gerekenden düşük beyan ediliyor. Bu nedenle de ödenmesi gereken başvuru ücretleri düşük kalıyor. İşletmelerin ÇED proje bedellerini düşük göstermesi nedeniyle Çevre Yasası çerçevesinde kesilen idari para cezaları da olması gerekenden daha düşük hesaplanıyor. ÇED raporu ya da proje tanıtım dosyası hazırlaması gereken bazı işletmelerin, söz konusu belgeleri hazırlamamak için kapasitelerini olması gerekenden daha düşük gösterdiği de ortaya çıktı. Yapılan incelemelerde yatırımcı kişi ya da kuruluşlar “ÇED gerekli değil” kararı alabilmek ya da kapsam dışı kalabilmek amacıyla kapasitelerini ya da ÇED sahalarını olduğundan farklı gösteriyor.
Yarıdan fazlası kusurlu – 20 Ekim
Sayıştay’ın “Tarım ve Orman Bakanlığı 2019 Yılı Denetim Raporu”nda Türkiye’de madencilik faaliyeti için izin verilen 687 maden izin sahasında yapılan denetimlerde, sınır aşımları, izinsiz yapılar ve amacı dışında kullanımlar tespit etti. 687 maden izin sahasında coğrafi bilgi sitemi ile yerinde yapılan fiili denetimlerde, sınır aşımları, izinsiz yapılar ve izin amacı dışında kullanımlar rapora yansırken, 687 maden izin sahasındaki 330 işletmede sınır aşımı, 49’unda idare izni olmayan yapılar yapıldığı, 31 sahada izin amacı dışında kullanımlar olduğu, 78 sahada hem izin amacı dışında kullanım, hem de idare izni olmayan yapılar yapıldığı ve 20 sahada ise koordinatların sorunlu olduğu tespit edildi.
Çevreyi kirleten kuruluşlara dokuz ayda 181 milyon TL ceza – 7 Ekim
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ocak-eylül döneminde, tesis ve faaliyetlerin çevre mevzuatında belirtilen usul ve esaslara, sınırlama ve yasaklamalara, ÇED ve çevresel izin süreçlerinde belirtilen taahhüt ve izin koşullarına uygun işletilip işletilmediğinin kontrolü için 25 bin 367 çevre denetimi gerçekleştirildi. Denetimlerde, Çevre Kanunu‘na muhalefet eden kuruluşlara toplam 181 milyon 655 bin 782 lira ceza kesildi. Bakanlık’ın denetimleri özellikle atık kirliliği, imar, ormansızlaştırma gibi başlıklarda yetersiz kalırken kesilen cezlardan elde edilen gelirin nasıl kullanıldığına dair bir veri paylaşılmadı.
2019 yılında çevre koruma yatırım harcamaları yüzde 10,5 azaldı – 27 Ekim
Türkiye İstatistik Kurumu çevre koruma harcama istatistiklerini açıkladı. Verilere göre çevre koruma harcamaları 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,2 artarak toplam 38,4 milyar TL olarak gerçekleşti. Çevre koruma harcamalarının yüzde 57,8’i mali ve mali olmayan şirketler, yüzde 34,2’si genel devlet ve hane halkına hizmet eden kar amacı olmayan kuruluşlar ve yüzde 8’i ise hane halkları tarafından yapıldı. Çevre koruma harcamaları 2018 yılında 2017 yılına göre yüzde 11,6 artmıştı. Çevre koruma harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki oranı 2018 yılında yüzde 1,0 iken, 2019 yılında yüzde 0,9 olarak gerçekleşti.
Maden şirketlerini ‘ihya’ etmeyi amaçlayan torba yasaya sosyal medyada tepki! – 12 Ekim
Torba yasa olarak meclise getirilen “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne karşı Twitter’da #TorbaYasayıGeriÇek hashtag çalışması yapıldı. Yarın TBMM alt komisyonunda yapılacak kanun teklifi görüşmeleri öncesi yurttaşlar torba teklife karşı sosyal medyada tepki gösterdi. AKP iktidarının ‘torba yasa’ usulüyle yeni bir saldırısına işaret eden teklif, maden ve enerji şirketlerine yeni imtiyaz ve muafiyetler getirerek süregelen doğa tahribatını bir üst seviyeye çıkarma potansiyeli taşıyor.
STK’lardan ‘gıda tasarısı’na tepki – 13 Ekim
Meclis’te görüşülen gıda ve tarım alanlarında değişiklikler içeren torba teklifi kapsamında, gıdalarla ilgili bilimsel dayanağı olmadan ‘yanıltıcı yayın’ yapan veya ‘korku ve güvensizlik’ oluşturanlara 20 bin ila 50 bin TL arasında para cezası verilecek. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, birçok dernek ile topluluğun yasa teklifinin geri çekilmesi talebinde bulunduğu bir açıklama metni yayınladı. Dernek, insanların sağlıkları, sosyo-ekonomik durumları, inançları, kültürleri ve yaşam biçimleri gibi farklı gerekçelerle gıdaya ilişkin çok çeşitli kaygı ve hassasiyetlere sahip olduğunu, bu hassasiyetlerin genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO), tohumlar, tarım zehirleri (pestisitler), helal gıda, veganlık/vejetaryenlik gibi geniş bir yelpazeye yayıldığını ifade etti ve bu konuların birçoğunun bilim içinde de tartışmalı konuların başında geldiğini söyledi.
Çevre örgütleri, TBMM’de komisyon toplantısından zorla çıkarıldı – 14 Ekim
Çevre örgütlerinin karşı çıktığı, maden yasasında değişiklik yapılmasını teklif eden ve Meclise sunulan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” alt komisyonda görüşülmeye başlandı. Çevre örgütleri davet edilmediği gibi komisyona girenlerin de görüşmeyi izlemesine izin verilmedi. Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Temsilcisi avukat İsmail Hakkı Atal, alt komisyon toplantısından çıkarıldı.
Gıdada sansür içeren kanun teklifi maddeleri geri çekildi – 15 Ekim
Gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler içeren torba yasa tasarısındaki ilgili maddeler geri çekildi. Düzenlemenin iptali için imza kampanyası başlatan sivil toplum örgütleri karardan memnun. Meclis gündemine giren “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” başlıklı torba yasa tasarısının 28, 29 ve 30’uncu maddeleri gıdaya yönelik ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler içeriyordu.
Çevre Ajansı’na muhalefet şerhi: ÇED süreci denetimsizleşecek – 21 Ekim
HDP ve CHP, 9 maddelik “Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” torba yasa tasarısına muhalefet şerhi düştü. Yasa tasarısının Anayasa’nın kuruluş ve görevleri kapsamındaki maddelerine aykırı olduğunun belirtildiği şerhte, “Oluşacak ajansın tüzel kişiliğinin kamu tüzel kişiliği olup olmayacağı tabi olacağı hukuku ve denetim mekanizmalarını doğrudan etkilemektedir. Personel temin yöntemleri ve personelin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu yerine 4857 sayılı İş Kanununa tabi olması ve ücretlerde fahiş sözleşme bedellerine imkan veren düzenlemenin yapılması, kanun teklifinde önceliğin ‘Çevrenin Korunması’ olmadığını ve gösterilen aceleci tutumun anlaşılır olmadığını göstermektedir” denildi.
Kıyı Kanunu Yönetmeliği’ne ‘Millet Bahçesi’ eklendi – 24 Ekim
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in bazı maddelerinde değişikliğe gitti. Yönetmeliğin en dikkat çeken unsuru ‘Millet Bahçesi’ yapılan kıyılara 6,50 metre yüksekliğinde yapı inşası yapılabilecek. Böylelikle, Şubat ayında, torba kanunla gelen yapılaşma izni yönetmeliğe girmiş oldu. Eklenen yeni tanımlamalarla birlikte kıyıların kullanımında denizde ve sahilde yeni yapılaşmalara izin verilecek. Yönetmeliğin, Kıyı Kenar Çizgisi ile ilgili bölümünde yer alan Kısmi Yapılaşma tanımına; “Barınak”, “Tonoz Sistemleri”, “Rekreatif Amaçlı İskele” bölümleri eklendi.
Orman alanlarını işletmelere açan düzenlemeyi içeren teklif Meclis’te kabul edildi – 30 Ekim
Gıda, tarım ve orman alanında düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Teklifte orman arazilerinin 29 yıla kadar işletmelere açan düzenleme de var. Kanuna göre, sulama kooperatifleriyle ilgili iş ve işlemlerde Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili olacak. Düzenlemeyle, “özel orman” sayılan sahipli arazilerde, ekim ve dikim yoluyla ağaçlandırmanın teşvik edilmesi hedeflenerek Orman Kanunu’nda değişikliğe gidiliyor. Buna göre, “orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarı aşmayan sahipli arazilerde tabii olarak yetişen her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler” ile “orman sınırları dışında olup, alan büyüklüğüne bakılmaksızın sahipli arazilerde, ekim ve dikim yolu ile yetiştirilen her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerlerin” orman sayılmaması öngörülüyor.
Torba Yasa Geri Çekilsin! – 30 Ekim
İstanbul, Ankara, Hatay, Samsun, Çanakkale, Yalova, Dersim, Giresun, Ordu, Muğla, Biga, Artvin, Sinop, Mersin, Malatya ve Altınoluk ile daha bir çok yerde yaşam savunucuları “Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili eş zamanlı basın açıklamaları yaparak “torba yasa”nın geri çekilmesini istediler. Kanun teklifi, torba yasa mantığı ile hazırlanan ancak aslında enerji piyasasını yeniden düzenleyen temel bir kanun niteliğindedir. Gerekçesinde ve komisyon tutanaklarında da açıkça beyan edildiği ve teklif maddelerinden de görüldüğü gibi, teklif, enerji ve maden şirketlerine daha fazla imtiyaz ve teşvik sağlamakta ve kaynak aktarmakta, kamu denetimini ve gelirlerini azaltmakta, tek adam rejimini daha fazla pekiştirmektedir.
Enerji Santralleri
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın nükleer kararı Sinopluları ayağa kaldırdı – 3 Ekim
Türkiye ile Japon-Fransız iş ortaklığında başlayan projede, Fransızların projeden ayrılmasının ardından Japonlar da, “Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı ile artan maliyet” gerekçesi ile 2019’da projeden çekildi. Japon-Fransız iş ortaklığının projeden ayrılmasıyla EÜAŞ dışında birlikte üstlenici şirketi kalmayan proje durdu. Ancak ÇED süreci devam ettirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 11 Eylül’de, projeye ilişkin hazırlanan ÇED için olumlu kararı verdi. Sinop Nükleer Karşıtı Platform tarafından verilen dilekçeler ile karara ilişkin yargı süreci başlamış oldu. Nükleer santral yapacak firma kalmamasına rağmen ÇŞB tarafından verilen ÇED olumlu raporu Sinopluları ayağa kaldırdı. ÇED raporunun iptali için yargıya itiraz dilekçeleri veren Sinoplular, kent meydanında eylem yaptı.
Zorava Çayı’nda ikinci HES girişimi – 8 Ekim
Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Kuşdalı (Şavura) köyünde geçen Zorava Çayı’nda, 2015 yılında köylülerin tepkilerine rağmen Hidroelektrik Santrali (HES) projesi yapıldı. Aradan geçen beş yılın ardından tamamlanan projeye yaklaşık 7-8 kilometre yakınında yeni bir HES projesi yapılmak isteniyor. Ilısu Barajıyla akarsu niteliğini kaybeden Botan Çayı’nın kollarından biri olan Zorava Çayı’nda 5 yıl aradan sonra ikinci HES projesi yapılmak isteniyor. Kuşdalı köy halkı, ikinci HES’in yapılmasını istemediklerini dile getirdi. Firma ile yapılan anlaşma sonrası hazırlanan ÇED Raporunun usule uygun yapılmadığı için köylüler, yürütmeyi durdurmak amacıyla 25 Nisan 2019 tarihinde Siirt İdare Mahkemesi’ne başvurdu. 30 Nisan 2019 tarihinde Siirt İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi. İdare Mahkemesi’nde ÇED Raporunun iptaline ilişkin davanın son duruşması, 23 Eylül 2020 tarihinde görüldü. Duruşmanın ardından davanın karara bağlanacağı ve 15 gün içinde kararın avukatlara tebliğ edileceği belirtildi. Karara ilişkin henüz bir tebliğ yapılmazken, köylüler her koşulda mücadele edeceklerini ve HES’in doğalarına zarar vermesini engelleyeceklerini vurguladı.
Arhavi Pilarget Vadisi’ne HES’e AKP-MHP onayı – 12 Ekim
AB Enerji Üretim Şirketi tarafından Artvin’in Arhavi ilçesine bağlı Pilarget Vadisi’nde yapılmak istenen Saka I-II Hidroelektrik Santrali (HES) projesinin imar planı, 9 Ekim 2020 tarihinde yeniden Artvin İl Genel Meclisi’nde görüşülerek AKP ve MHP grup oylarıyla kabul edildi. AKP Arhavi İl Genel Meclis üyesinin grubuna karşı oy kullandığı oylama sonucunda 11’e 10 oyla HES için imar izni çıktı. Yerel Nabız gazetesinden Gençağa Karafazlı‘nın aktardığına göre, Arhavi ADOKOP ve Pilarget Doğa ve Yaşam Derneği her türlü hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini yaşam alanlarını sonuna kadar savunacakları gelecek hafta ise Rize İdare mahkemesine başvuracaklarını belirtti.
DAÇE, Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı harekete geçti – 15 Ekim
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE), Akkuyu Nükleer Santralı projesine karşı, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun iptali için dava açtı. DAÇE, Türkiye’nin TEİAŞ verilerine göre yüzde 35, Cumhurbaşkanlığı ve Enerji Bakanlığı verilerine göre yüzde 31 enerji fazlası bulunduğunu, Akkuyu’nunu hukuksuzluğunun yanında Sinop NGS’den üretilecek elektriğe ihtiyacı olmadığını belirtti. Açıklamada, “Sinop NGS ÇED raporunda iklim krizine bağlı göçlerin yaratacağı milli güvenlik sorunu, iklim değişikliğinin yarattığı jeolojik, hidrolojik, klimatolojik destabilizasyon nedeniyle dünyada hiçbir kara parçasının nükleer santral kurmak ve işletmek için güvenli olmadığı yönündeki bilimsel gerçeklikler değerlendirilmemiş, nükleer nedeniyle gelecekte yaşanacak bütün sorunlar görmezden gelinmiştir” denildi.
Muğla’da 32 JES ihalesi iptal edildi – 15 Ekim
Muğla’nın farklı bölgelerinde 32 tane jeotermal enerji santrali (JES) ve kuyusu yapılması ile ilgili geçtiğimiz hafta açıklanan ihale iptal edildi. 7 Ekim 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 26 Ekim 2020 tarihinde Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından ihale edileceği ilan edilen 32 adet jeotermal saha ihalesinin iptal edildiğine dair karar Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Kararı “Muğla halkının çevre zaferi” olarak değerlendiren CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, “Bu zaferin emekçileri, Muğla’daki çevre dernekleri, platformları, demokratik kitle örgütleridir. Çevresini seven herkes, bu kazanım için canla başla çalışmıştır” dedi.
Sarı yazmalıların zaferi kesinleşti – 16 Ekim
Kastamonu Cide ilçesi sınırlarında yer alan Loç Vadisi’nde yapılması planlanan Cide Regülatörü Ve Hidroelektrik Santrali projesine karşı yürütülen mücadelede sona gelindi, sarı yazmalıların zaferi kesinleşti. Danıştay 6’ncı Dairesi, Orya Enerji‘nin proje için aldığı Çevresel Etki Değerlendirme Olumlu raporunun iptal edildiği mahkeme kararını temyiz etme talebini reddetti. Danıştay, kararını ‘düzeltme yolu kapalı’ ifadesiyle aldı.
Eski valinin HES projesine hukuk işlemiyor – 21 Ekim
Artvin’de valilik, Şavşat’ta ise kaymakamlık yapmış olan Selahattin Akyurt tarafından yapılması planlanan Hanlı HES Projesi bölge halkının hukuki mücadelesi sonucu iptal edilmesine rağmen yeniden ÇED gerekli değildir kararı verildi. Akyurt’un sahibi olduğu Akyurt Enerji Üretim A.Ş tarafından Hanlı HES Projesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verildi. Bölgedeki heyelan sorununa ve projeni çevreye vereceği zarar dikkat çeken bölge halkı kararın iptali istemiyle Rize İdare İdare Mahkemesi’ne dava açtı. İtirazları haklı bulan mahkeme geçen 8 temmuzda ÇED olumlu kararını iptal etti. Kararını üzerine kurulu gücünü düşürdüğünü belirten şirket yeniden başvuru yaptı. Başvuruyu değerlendiren Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bu kez ÇED gerekli değildir kararı verdi.
Oltan ve Köleoğlu’nun santrali Çarşamba Ovası’nı haşlıyor – 22 Ekim
Oltan ve Köleoğlu Elektrik ve Enerji Üretimi Ticaret A.Ş.’nin Türkiye’nin sayılı nitelikli tarım arazilerine sahip olan ve ‘Büyük Ova Kanunu’ kapsamında koruma altına alınan Çarşamba ilçesi Eğercili Mahallesi’ni de kapsayan Çarşamba Ovası’nda ısrarla kurulumunu sürdürdüğü biyokütle yakıtlı enerji santralinde çalışmalar tam gaz devam ediyor. Kazan temizleme ve test çalışmaları süren Çarşamba Biyokütle Enerji Santrali’nden (BES), bölgeye atık su tahliyesi yapıldığı ortaya çıktı. Yetkililer santralden çıkan atık suları, iki farklı boru kanalıyla bölgedeki bir akarsuya tahliye ediyor. Çarşamba ilçesinden Karadeniz’e dökülen Abdal Deresi’nde ulaşan sular, diğer yandan ise akarsudaki canlı yaşamını ve bölgedeki diğer canlıları tehdit ediyor.
Kılıçkaya Tepesi’nde RES tehlikesi: Doğal yapı bozulacak – 22 Ekim
Sakarya’daki Gevye, Kılıçkaya mevkiinde Hacim Enerji tarafından yapımı izinsiz sürdürülen rüzgar türbinlerine karşı ‘yürütmeyi durdurma’ davası açıldı. Yurttaşlar RES’lerin doğru yerlere konumlandırılması gerektiğini söyleyerek, Kılıçkaya’da yapımı süren etabın başka bir yere kaydırılması istiyor. ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilen projeye göre 50 adet rüzgar türbini kurulması öngörülürken 11 adet RES direğine ilave 14 direk eklendiği ve yeni kurulacak direklerin orman arazisi içinde olduğu öğrenildi.
Ordu’da Çiftlik halkının ısrarı sonuç verdi, HES şirketi şantiyesi yıkıldı – 23 Ekim
Ordu ilinin Korgan ilçesi Çiftlik mahallesinde Balamir HES için şantiye kurmak isteyen şirketin çalışmasını üç kez durduran halk, hukuksal ve fiili mücadelesi sonucu şantiye yıkılmak zorunda kalındı. HES’e karşı direnen Çiftlik halkı şirketin şantiyesinin yıkılmasını sağladı.
Büyükhusun’a yapılmak istenen JES’le ilgili bilirkişi raporu olumsuz – 23 Ekim
Çanakkale’nin Ayvacık ilçesindeki Assos Antik Kenti civarında kurulması planlanan Jeotermal Enerji Santrali‘ne (JES) karşı bölge köylüleri, çiftçiler, hayvancılık yapanlar, turizmciler ve STK’lardan oluşan Büyükhusun Dayanışması‘nın verdiği mücadelede olumlu bir karar çıktı. Bölgedeki STÖ’ler, kooperatifler ve vatandaşların vekalet vererek Çanakkale İdare Mahkemesi‘nde yürütmenin durdurulması talebiyle açtıkları davadan çıkan kararda bilirkişi raporu davayı açan tarafın lehine geldi.
HES firması kendilerine engel olmak isteyen köylülerin üzerine beton döktü – 24 Ekim
Artvin Yusufeli’nde; Demirdöven, Yaylalar ve Altıparmak köylerindeki yurttaşlar 6 yıl önce kovdukları Erarı HES firmasını 3. kez bölgede çalışma yapmak için gelince yeniden kovdular. Yurttaşlar kendilerine hakaret ettikleri gerekçesiyle HES firması yetkilisi kişilerden şikâyetçi oldular. Yaşanan arbede de yurttaşların üzerine beton döküldü. Şirket, köylülerin tepkisi nedeniyle 6 yıldır yapamadığı HES inşaatı için Coronavirus salgınını fırsat bilerek yeniden harekete geçince köylülerin direnişiyle karşılaşmıştı. Demirdöven, Yaylalar, Altıparmak köyü yurttaşları önceki gün yol betonlaması ve demir direk dikeceklerini söyleyerek 3. kez gelen Erarı HES firmasının çalışma yapmasına ise müsaade etmeyerek çalışma alnında uzaklaştırdılar.
Alpu Kömürlü Termik Santrali 24 ilde 11 milyon insanın sağlığına mal olacak – 27 Ekim
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun hazırladığı rapora göre, Eskişehir Alpu Kömürlü Termik Santralı yapıldığında 24 şehirde 11 milyondan fazla insan sağlığı bozulacak. Ayrıca, proje kapsamında 575 futbol sahası büyüklüğünde tarım alanı tarım amacı dışında kullanılarak yok olacak. Santralın hava kirliliği etkileri Eskişehir ili ile sınırlı kalmayacak. Kömür yakılmasından kaynaklanacak kanserojen ince partikül madde (PM2,5) kirleticisi, rüzgarın etkisiyle Ankara, Afyonkarahisar, Aksaray, Bartın, Bilecik, Bolu, Bursa, Çankırı, Çorum, Denizli, Düzce, Isparta, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Sakarya, Uşak, Yozgat ve Zonguldak olmak üzere toplam 24 ilde etkili olacak ve 35 yıl boyunca bu şehirlerde toplam 11 milyon insanın sağlığını olumsuz etkileyecek. Ayrıca, proje hava kirliliğine bağlı 3 bin 200 erken ölüme neden olacak.
Salihli ve Turgutlu’da biyogaz projelerine karşı açılan davalar görüldü – 28 Ekim
Salihli‘nin Çapaklı ve Turgutlu‘nun Irlamaz köylerindeki yurttaşlar çevre sağlığı açısından zarar vereceği endişesi ile köylerinde kurulmasını istemedikleri biyogaz tesislerine karşı çıkarak, onay verilen ÇED raporlarının iptali talebiyle dava açmışlardı. Her iki davayı görüşen Manisa 1. İdare Mahkemesi bilirkişi keşfi yapılmasına karar vermişti. Temmuz ayı başında aynı gün içinde bilirkişi keşfi yapılan iki bölgenin keşif davası da yine aynı günde saat 10.00’da görüldü. Davalara Salihli Çevre Platformu ve TURÇEP (Turgutlu Çevre Platformu) üyeleri de katılarak destek verdi. Avukat Berna Babaoğlu ve Salihli Çevre Derneği başkanı Seçil Ege Değerli duruşmalar sonrasında açıklamalarda bulundular.
Amasra’da kömürlü termik santrale karşı çifte kazanım sevindirdi – 31 Ekim
Amasra’da Hattat Holding’in bitmek bilmeyen kömürlü termik santral inadında mahkeme bir kez daha yaşam savunucularını haklı buldu. Zonguldak İdare Mahkemesi, Bartın Platformu’nun açtığı davalar üzerine Amasra’da termik santralin önünü açacak şekilde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda yapılan değişiklikleri iptal etti. Böylece Bartın Platformu, 10 yılı aşkın süredir Amasra’daki yaşam mücadelelerinde Hattat Holding’e karşı bir kez daha önemli kazanımlar elde etmiş oldu.
Madencilik
Yeşil ada artık beyaz – 1 Ekim
Ülkenin en büyük ikinci adası olan Marmara Adası’nı mermer ocakları çorak bir araziye dönüşmüş durumda. Marmara Adası’nda 2014 yılında 41 adet mermer ocağı olduğu belirtilirken son 6 yılda ise 33 madencilik faaliyeti için ÇED gerekli değildir kararı verildi. 773 kilometre yüz ölçümüne sahip Marmara Adası’nın binlerce metrekarelik alanı mermer ocakları tarafından kuşatılmış durumda. Çöl bir araziyi anımsatan adanın binlerce metrekaresinde bitkisel örtü kaldırılmış durumda. 100’e yakın mermer ocağı bulunan adada ayrıca dolomit maden ocağı işletmesi de bulunuyor.
Hacıbektaş Karaburç köylülerinden bazalt ocağına karşı eylem – 5 Ekim
Nevşehir Hacıbektaş’a bağlı Karaburç ve Karaburun köylüleri iki köyün arasında yapılmak istenen bazalt ocağına karşı eylem yaptı. Traktörleri ve koyunları ile birlikte, çoluk çocuk maden ocağı işletme sahasının önüne gelen köylüler, madenin yok etmek istediği kayaların kendileri için yaşamın ta kendisi olduğunu belirterek “Lütfen bu talanı durdurun” çağrısında bulundu. Köylüler, madenin yaşam alanlarını ve geçimlik tarlalarını yok edeceğini belirterek maden işletmesine verilen izinlerin iptalini istedi.
Halk protestosu ÇED toplantısını iptal ettirdi – 6 Ekim
Mersin’in Toroslar ilçesine bağlı Gözne Mahallesi’nde kurulmak istenen mermer ocağına ilişkin yapılmak istenilen Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı, halkın tepkisi üzerine iptal edildi. Mahalleliler, Doğakan Madencilik yetkilileri tarafından yapılmak istenilen toplantıyı protesto etti. Mahalleliler, “Cennet yaylamı cehennem yapma”, “Doların yeşiline değil doğanın yeşiline sevdalıyız” ve “Taş ocağı, mermer ocağı istemiyoruz” yazılı dövizlerle tepkilerini dile getirdi. Mahalleliler, şirket yetkililerinin gelmesiyle birlikte sık sık “İşbirlikçi şirket Gözne’yi terk et” sloganı atarak, toplantının yapılmasına izin vermedi.
Mahkeme’den Beşparmak Dağları kararı: Kuvarsit ocağına izin yok – 10 Ekim
8 bin yıllık tarihi geçmişi olan ve Aydın’ın Söke ilçesinde bulunan Karacahayıt Mahallesi’ndeki Beşparmak (Latmos) Dağları’nda yapılması planlanan “kuvarsit ocağı kapasite artışı ve kırma tesisi” projesi nedeniyle bölgede yaşayan yurttaşların Aydın 2’inci İdare Mahkemesi’ne açtığı dava sonuçlandı. Yürütmeyi durdurma istemiyle açılan davada mahkeme, Kale ve Polat Maden şirketleri tarafından yapılmak istenen proje sahasının 3 kilometre mesafe sınırları dahilinde yabani ve aşılı zeytin ağaçlarının bulunduğunu beliretek, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Kararı değerlendiren AYÇEM Sözcüsü Dr. Metin Aydın, kararın çevre mücadelesi açısından iyi bir karar olduğunu ancak mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
Keşan’da halkın mücadelesi sonuç verdi: ÇED raporu olumsuz – 10 Ekim
Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Altıntaş, Karacaali, Maltepe, Çobançeşmesi ve Karasatı köyleri ile Paşayiğit Mahallesi arasında kalan 8 bin 400 dekarlık alanda, Ento Maden Global A.Ş. tarafından açılması planlanan “Patlatma İşlemi İle Linyit Üretimi” tesisine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “ÇED olumsuz” kararı verildi. Edirne Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 27 Kasım 2018 tarihinde internet sitesinde yayımladığı duyuruyla başlayan sürecin, 8 Ekim 2020 tarihinde, “ÇED olumsuz” kararı verilmesiyle sonuçlanması bölge halkında sevinç yarattı.
Hatay’da çıkan yangının ardından ÇED toplantısı ertelendi, jandarma köylüleri engelledi – 12 Ekim
Hatay’ın Belen ilçesi ile İskenderun-Arsuz sınırları arasında maden projesinin yapılacağı alanda çıkan yangının ardından, Arsuz’a bağlı Hüyük Mahallesi’nde bu sabah 10.00’da yapılması planlanan ÇED toplantısı ertelendi. Dün gece Valilik tarafından, yeni bir tarih verilmeksizin ertelenen toplantının yapılacağı alana gitmek isteyen köylüler jandarma tarafından engellendi.
Kemaliye halkından madenlere karşı kitap okuma eylemi – 12 Ekim
Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde süregelen maden faaliyetlerine ve yeni verilen maden ruhsatlarına karşı mücadele veren bölge halkı bu kez de tepkilerini çıplak ayakla kitap okuyarak gösterdi. Sloganların yerini kitapların aldığı eylemde bölge halkı Avcı Köyü’ndeki Mani Yolu’nda bir araya geldi. Kitap okuma eylemleri daha önce de gene madene karşı uzun soluklu mücadele yürüten Fatsa ve Kazdağları’nda düzenlenmişti.
Kırklareli Kapaklı köyünde kalker ocağı için on binlerce ağaç kesilecek – 12 Ekim
Kırklareli Kapaklı köyünde Bakırcılar Madencilik İnşaat Sanayi ve Ticaret tarafından işletilen kalker ocağının kapasite artırımı için ÇED olumlu kararı verildi. ÇED raporuna göre proje çerçevesinde 31 bin 824 adet ağaç Orman Bölge Müdürlüğü nezaretinde kesilecek. Nihai ÇED raporunda yer alan bilgilere göre proje bedeli 900 bin TL. Toplamda 44 milyondan fazla kalker üretimi yapılacak projenin ömrü ise 29 yıl. Raporda yapılan piyasa araştırmaları neticesinde, 3 buçuk milyon kâr elde edileceğinin hesaplandığı belirtildi.
Beypazarı Doğanyurt köylüleri, köylerinde kalker ocağı istemiyor – 12 Ekim
Ankara’nın Beypazarı ilçesi Doğanyurt Köyü’nde yapılacak olan Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Projesi’ne Doğanyurt köylüleri itiraz ediyor. 26 memeli hayvan türünün yanı sıra sekiz farklı ağaç türüne ait fosilin ve yirmi endemik bitki türünün bulunduğu bölgede, söz konusu projenin hayata geçmesi halinde günde 40 kilo dinamit patlatılacağını söyleyen Doğanyurtlular Derneği Başkanı Adil Taşkıran, kalker ocağının hayvancılığı bitireceğini söylüyor. Köylülerin çiftçilikle geçimini sağladığını söyleyen Doğanyurt Muhtarı Rıza Koçak ise kalker ocağının yapılmasıyla bölgenin ormansızlaştırılacağını, meyve sebze bahçelerinin yok edileceğini ifade ediyor.
Muğla’nın yüzde 59’u madenlere ruhsatlanmış! – 15 Ekim
TEMA Vakfı tarafından ülkemizin en önemli turizm ve tarım kentlerinden birisi olan Muğla ile ilgili hazırlanan raporda Muğla’nın yüzde 59’unun madenlere ruhsatlandığı ortaya konuldu. Rapora göre Muğla 1.449 maden ruhsatına bölünmüş durumda. Temmuz ayında açıkladığı Kazdağları Raporunun ardından Muğla’daki madencilik faaliyetleri ile ilgili de bir rapor hazırladı. Türkiye’nin en önemli doğa, kültür ve turizm alanlarından biri olan Muğla ve yakın çevresinin binlerce maden ruhsatı nedeniyle tehdit altında olduğunun ortaya konduğu raporda sayısal verilerle bu duruma açıklık getirildi.
16 madencinin yaşamını yitirdiği bakır ocağında kapasite artırımı – 17 Ekim
Siirt’in Şirvan ilçesi Maden köy mevkiinde tarım ve hayvancılığı bitiren Cengiz İnşaat’ın sahibi olduğu maden ocağı işletmesi kapasite artırımına gitti. Büyük bir alanı çöle çeviren işletme için son olarak mevcut atık deposunun kapasite artışı ve ikinci atık deposu inşası için ÇED olumlu kararı verildi. Ne olmuştu? Proje, ‘En büyük bakır ocağı’ söylemiyle 2014 yılında Ciner Holding’e ait Park Elektrik şirketi tarafından işletilmeye başlandı. 17 Kasım 2016’da 16 madencinin yaşamını yitirdiği katliamdan sonra şirket işçi çıkarmaya başladı. Maden ocağı, 2017 yılında Cengiz Holding’e bağlı Cengiz İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Madenköy İşletmesi tarafından satın alındı. Maden ocağını satın alan Cengiz Holding’in ilk icraatı ise aralarında Maden İş Sendikası’ndan işçi temsilcilerinin de olduğu son 69 emekçinin işine son vermek oldu.
On yıldır işletilen Efemçukuru madeninde bilirkişi keşfi yapılacak – 17 Ekim
İzmir’in içme suyu havzasına komşu olan Menderes Efemçukuru bölgesinde işletilen altın madeninde bir kez daha bilirkişi keşfi yapılacak. Yaklaşık 10 yıldır faaliyetlerini sürdüren altın madeni yıllardır devam eden hukuki süreçlere rağmen milyonlarca İzmirlinin içme sularını sağlayan Tahtalı Barajının yanı başında üretimini devam ettiriyor. Madenle ilgili mahkeme ve Danıştay kararları tartışma konusu olmuştu. Daha önce madenle ilgili açılan davalardaki hukuki sürecin tıkanmasını “Efemçukuru meselesi hukuk zemininden çıkmıştır” diye niteleyen EGEÇEP Avukatı Arif Ali Cangı keşifle ilgili yaptığı açıklamada “Efemçukuru İzmir’in su havzasıdır, 1 Haziran 2011’den beri çalışan altın madeni havzayı kirletiyor, İzmir’in bu yaşamsal sorununa karşı kimsenin duyarsız kalmaya hakkı yok” dedi.
Çukuralan’da madene verilen ÇED raporu hukuka aykırı – 21 Ekim
Çukuralan Altın Madeni’nin üçüncü kez kapasite artışına karşı EGEÇEP ve yurttaşlar dava açmışlardı. Çukuralan köyü yakınlarındaki Koza Altın Şirketi tarafından işletilen altın madeninin üçüncü kez kapasite artırımı ÇED davasında yapılan bilirkişi keşfinin raporu belli oldu. Dokuz kişilik bilirkişi heyetinde iki kişi hariç diğer üyeler madene verilen “ÇED gerekli değildir” kararını yanlış bulurken raporun sonuç kısmında heyet olarak ÇED raporunun hukuka uygun olmadığı görüşü dile getirildi. Keşfin ardından madeni ve ÇED raporunu fauna açısından değerlendiren bilim insanları, ÇED raporunda çeşitli bölümlerde eksikliklerin bulunduğunu, alanda bazı önemli fauna türlerinin ÇED raporunda bulunmadığını, bazı türlere ait IUCN koruma statülerinin hatalı olduğunu, alanda nesli tehlike altında olan türler olduğunu, alanda mutlak korunma statüsünde olan türler olduğu halde ÇED raporuna olumlu görüş verildiğini belirterek fauna yönünden ÇED olumlu kararının doğru olmadığını vurguladı.
Kum ocağına karşı köylüler kazandı – 21 Ekim
İzmir’in Dikili İlçesi Deliktaş Mahallesi’ndeki köylüler kum ocağı mücadelesini kazandı. Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, zeytin ve çam ağaçlarının bulunduğu 598 hektarlık alanda yapılmak istenen kum ocağından vazgeçtiklerini, bölgenin ağaçlandırılacağını söyledi. Dikili’de Deliktaş Mahallesi’nde zeytin ve çam ağaçlarının bulunduğu 598 hektarlık alanda yapılmak istenen kum ocağına karşı burada yaşayan köylüler eylem yapmıştı. Köylüler kum ocağının yapılacağı bölgeye giderek, projenin durdurulmasını istemişti.
Balıkesir Balya’da iki köy maden faaliyetleri yüzünden haritadan silinmek üzere – 23 Ekim
Orhanlar Köyü, Balıkesir’in Balya ilçesinde, Kazdağları’nın kuzey eteklerinde yer alıyor. Bu bölgede yer alan birçok yerleşim yeri gibi burası da uzun yıllardır devam eden maden faaliyetlerinden mustarip. Bahar Madencilik’in şu anda 135 noktada sondaj yapmak ve 4 bin tonluk kuvarsı işletmek için ruhsatı bulunuyor. Köyde yaklaşık 400 ile 500 arasında kişinin yaşadığını belirten Orhanlar Köyü’nden emekli öğretmen Sabahattin Altıparmak, “Orhanlar dışında bir de yakınımızda Değirmendere Köyü bulunuyor. Maden işletmeye başlanması bu iki köyün yok olması anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Verilen “ÇED Gerekli Değildir” raporlarından köylünün çoğunun haberi dahi olmadı.” diyen Altıparmak, “Konu hakkında detaylı bilgiye sahip olmayan köy halkı itirazların sunulması için verilen bir aylık süreyi kaçırdı. Ancak mücadelemiz gene de devam ediyor” ifadelerini kullandı.
İzmir’de 78 hektar nitelikli tarım arazisi daha taş ocağı için feda ediliyor – 24 Ekim
Bergama’da 77,78 hektarlık nitelikli tarım arazisi üzerinde granit ocağı kurulması için gerekli ÇED süreci başlatıldı. 12 Kasım’da Halk Katılım Toplantısı yapılacağı açıklandı. Tamamı bağ ve fıstıklık alan olan bölgeden her yıl 828 bin ton toprak sökülecek ve 108 bin ton granit üretimi yapılacak. Ayrıca kurulacak ocağın sadece 469 metre uzağında yerleşim birimi olması da dikkat çekti. 12 Kasım’da Halk Katılım Toplantısı yapılacağı açıklandı.
Murgul’da Halk, Siyanür Havuzuna Karşı – 24 Ekim
Artvin Murgul’da vatandaşlar, Cerattepe mevkiindeki Cengiz Holding’in altın madenini işleme ve ayrıştırma işlemleri için Murgul’a siyanür havuzu kurmak istediğini ileri sürerek tepki gösterdiler. Murgullu vatandaşlar, şehrin çarşısında bir araya gelerek ‘Siyanür’e Hayır’ yazılı pankart astılar. Vatandaşlar, bölgelerinde kurulmak istenen siyanür havuzunun doğayı tahrip edeceğini, sularının kirleneceğini ve bu nedenle istemediklerini beyan ederek imza kampanyası başlattılar.
Kanadalı şirket Samsun’u talan ediyor – 25 Ekim
Kanadalı maden firması Eldorado Gold Corporation’ın Türkiye uzantısı TÜPRAG Metal Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Samsun’un Kavak ve Havza ilçe sınırlarındaki Şahin Dağları’nda yürüttüğü maden arama çalışmaları kapsamında doğayı talan etmeye devam ediyor. Sondaj bölgelerine ulaşım için bölgedeki binlerce ağaç kesilirken, her biri 450 metre derinliğinde toplam 462 sondaj noktası açılacağı biliniyor. Şahin Dağları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Av. İlhan Ayrancı, önümüzdeki dönemde Şahin Dağları bölgesinden Mert Irmağı kanalıyla Karadeniz’e siyanür akacağını belirtti. Başkan Ayrancı, kentteki yönetici ve siyasilere “Gelin Samsun’a bu kötülüğü yapmayın” diyerek seslendi.
Çatalca Kuzey Ormanları’ndaki taş ocağı hakkında kapatma kararı – 27 Ekim
İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Çatalca, Kalfaköy’de “ÇED Gerekli Değildir” kararında belirtilen alanın dışında çalışma yaptığını tespit ettiği Burhanettin Soğancılar Kuvarsit ve Kuvars Kum Ocağını kapatma kararı verdi. Roma ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul’un su ihtiyacın karşılayan tarihi su yapılarına da zarar verdiği tespit edilen Kalfaköy’deki taş ocağı hakkında Kuzey Ormanları Savunması ve yöre halkı suç duyurusunda bulunmuş ve kapatılmasını talep etmişlerdi.
Kirazlıyayla köylüleri davayı adliye önünde bekledi – 28 Ekim
Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyünde Meyra Madencilik tarafından yapılmak istenen Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı Projesi’ne karşı açılan davada ana duruşma görüldü. Kirazlıyayla köylüleri davanın sonucunu adliye önünde beklerken mahkeme heyeti, gerekçeli kararın ileriki bir tarihte açıklanacağını söyledi. Sabah saatlerinde otobüslerle gelen Kirazlıyayla köylüleri, Bursa Bölge Adliyesi önünde davayı takip etti. Avukat Osman Atalay Akman, “Köylünün zararına olan bir tesis. Bir yıldır devam eden bir süreç. Kirazlıyayla bu süreç içerisinde ceza davalarıyla karşılaştı. 9 köylüye tesise karşı çıktıkları için, 11 köylüye mikserin geçişini engelliyor diye, 2 köylüye sosyal medyada tesis aleyhine paylaşımları nedeniyle dava açıldı. Bu tesis Kirazlıyayla’nın özgürlüğünü kısıtladı.” diye konuştu.
Divriği’deki madenler halkı göçe zorluyor – 29 Ekim
Divriği Yaşam ve Doğa Platformu’ndan Ali Aydın, devletin bu bölgede yaptığı aramaların, özelleştirmelerle beraber özel maden şirketlerine geçtiğini vurgulayarak, “Türkiye’nin yeraltı kaynakları araştırılıyor diye Divriği’nin %90’ı ruhsatlandırıldı. Erzincan’da ÇED raporu beklenmeden 1 yıldır sondajla arama yapılıyor. Bakır-krom madeni aranan yerlerde de kapasite artırımı yapılıyor. Bu aramalar alt yapı çalışması yapılmadan doğaya zararı araştırılmadan yapılıyor. Divriği’ye bağlı Oyuktepe, Akpelit, Duruköy köylerinde madencilik faaliyetine başlanması düşünülüyor. Maden 5 köyden başlayacak. Var olan alanlarda da kapasite artırımı yapılacak.” diye konuştu.
Alamos Gold çekiliyor mu? Şirket haberi yalanladı – 30 Ekim
Tarım Orman İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş‘un Alamos Gold’un devletten tazminatını alarak Kaz Dağından çekildiğine yönelik açıklamalarının ardından, şirketin Kirazlı‘daki şantiyesinin girişine giden Kaz Dağları Kardeşliği üyeleri kapıdan çıkan bir kamyonun kendilerini görünce alelacele bölgeden ayrıldığını söylediler. Bölgeye giden Kaz Dağları Kardeşliği’nden Ferzan Aktaş, sahanın boşaltılmaya başladığını söyledi. Alamos Gold’un çekildiğine dair açıklama yapan CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ise Alamos’un verdiği zararın ödenmesi gerektiğini belirtti. Öte yandan madenci şirket yaptığı açıklamada haberleri yalanlayarak, Kaz Dağında altın madeni faaliyetinden vazgeçmelerinin söz konusu olmadığını ileri sürdü.
Ünyeliler topraklarını korumakta kararlı, her gün 30 dakikalık oturma eylemi – 31 Ekim
Ordu’nun Ünye ilçesine bağlı Yeşilkent köyünde maden ocağı için yapılacak sondaj çalışmasını engellemek isteyen 2’si kadın 8 köylü 27 Ekim’de gözaltına alındı. Jandarmanın köylülere biber gazı ile müdahale etmesi nedeniyle çok sayıda köylü gazdan etkilendi, 2 kadın da baygınlık geçirdi. Maden sahalarının çoğaldığı Ordu’da sondaj çalışmalarına tepki gösteren halkı mücadelesini sürdürüyor. Fındık bahçelerinin yanıbaşındaki sondaj çalışmalarına tepkileri devam eden Üçpınar halkı sondaj çalışmalarına tepkilerini her gün 30 dakikalık oturma eylemiyle sürdürüyor. Jandarmanın biber gazlı saldırısı sonrasında gözaltına alınanlar ise 28 Ekim’de serbest bırakıldılar.
Kent Suçları ve Mülksüzleştirme
Salihli Çapaklı’da biyogaz şirketi için vatandaşın arazilerine el konulması protesto edildi – 1 Ekim
Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Salihli’nin Çapaklı köyünü kapsayan ‘Acele Kamulaştırma’ kararlarının yankıları da sürüyor. Ege Biyogaz Elektrik Üretim A.Ş.’nin yapmak istediği Biyogaz Enerji Santral ve Gübre Üretim Tesisi için 5 parsele acele kamulaştırma kararı verilmesine karşı yöre halkı ve Salihli Çevre Derneği tarafından bir etkinlik düzenlendi. Düzenlenen basın açıklamasında birçok ekoloji örgütü, sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler Salihli Çapaklı köyünde bir araya geldiler.
İzmir Güzelbahçe’de Go-Kart Pisti imar planları yürütmesi durduruldu – 2 Ekim
İmar planlarını hukuka uygun bulmayan İzmir 5. İdare Mahkemesi, 2577 Sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca yürütülmesinin durdurulması kararı verdi. İzmir Karting Kulübü’nün Yelki’de İzmir Kent bütünü çevre düzeni planında tarım alanı olarak belirlenen alana Motor Sporları Pisti yapma girişimine karşı Güzelbahçe Kültür, Çevre ve Güzelleştirme Derneği (GÜLDER) ile bir kısım yurttaş tarafından dava açılmıştı.
Cibalikapı surlarındaki restorasyona tepki – 5 Ekim
Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Mimar Serhat Şahin, Cibalikapı surlarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan onarıma tepki çekti. Tarihi surların yepyeni bir görüntüye kavuştuğunu savunan Şahin, “Geri dönüşü olmayan zararlar verilmiş, hiç dokunmasalar daha iyiydi” diyerek tepki gösterdi. Cibalikapı surlarında oluşan güvenlik tehdidi nedeniyle İBB, geçen mayıs ayında kapıyı araç trafiğine kapatarak onarım çalışmalarına başladı. Yaklaşık 1600 yıllık tarihi kapı yepyeni görüntüsüyle uzmanların tepkisini çekti. Orijinal taşların ve tuğlaların sıvanmış olduğu görüldü.
Atatürk Orman Çiftliği’ndeki plan değişikliklerine yargı freni – 7 Ekim
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği arazisi içerisinde bulunan Çukurambar’daki alanlara ilişkin yapılan imar planlarına ilişkin dava açtı. Ankara Çukurambar’da, TOKİ’ye devredilen ve satışa çıkartılan Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinin imar planı değişiklikleri yargıya takıldı. Yargı, Atatürk’ün mirasına aykırı şekilde konut ve ticaret alanına çeviren plan değişikliklerinin yapılamayacağına karar verdi. MO Ankara Şube Başkanı Tezcan Kararkuş Candan, “Atatürk Orman Çiftliği alanlarını talan eden tüm plan değişikliklerini yargıya taşıdık ve taşımaya devam edeceğiz. Sadece Atatürk Orman Çiftliği talanına yönelik 150 davamız devam ediyor.
‘Mavi pencere’ betona gömülecek! – 9 Ekim
Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Ortakent-Yahşi Mahallesi’nde toplam 1 milyon 102 bin 306 metrekarelik alanın bir süre önce Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile imara açılması kentteki çevre örgütleri ve yurttaşların tepkilerine neden oldu. Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Mir Bahattin Demir, söz konusu kararla kentin betona gömülmek istendiğine dikkati çekti. Kentin imar durumunun yüzde 30’unun belediyenin yetkisinde olduğunu, geri kalan yüzde 70’inin ise Çevre Şehircilik ve Turizm Bakanlığına ait olduğunu aktaran Demir, bu tür projelerin ilerde daha fazla sorunlar yaratabileceği uyarısında bulundu.
Dilovası’nda çıkan kömür yangını yurttaşları isyan ettirdi – 9 Ekim
Havaların aşırı sıcak olması ve kömür yığınları içerisinde oluşan gazların sıkışması sonrası Kömürcüler OSB’de faaliyet gösteren bir firmada geçen günlerde yangın çıktı. Kömürlük yangını 15 saat söndürülemedi. Camlarını bile açamayan yurttaşlar “Artık nefes alamıyoruz” dedi. OSB’nin bölgeden kaldırılmasını isteyen bölge sakinleri “Para kazanmak önde olduğu sürece hiçbir şey değişmiyor” ifadelerini kullandı.
Yeşil duvarlar yerini ‘konuşan duvarlara’ bırakıyor – 12 Ekim
İstanbul‘da karayolları boyunca belli yerlere yapılmış olan ve 2010 yılından bu yana devam eden yeşil duvar uygulamaları İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin (İBB) kararıyla kaldırılıyor. Getirdiği ekonomik yükün ekolojik yararına göre ağır olduğu belirtilen alanların kaldırılmasıyla boşalan duvarlara grafitiler yapılacak. İstanbul’daki peyzaj alanlarının daha etkili kullanılabilmesi konusunda yaptıkları araştırmalar kapsamında öncelikli olarak tadilat gerektiren yeşil duvarları dönüştürmeye başladıklarını söyleyen Seçkin, duvarların İstanbul’a yıllık 12 milyon liralık bir bakım masrafı olduğunu, bunun sekiz milyonunun ilaçlama ve gübre maliyetinden oluştuğunu ifade etti.
Samsun’da 150 kaçak bina mühürlendi – 13 Ekim
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2018’de başlattığı imar barışı sürecinde Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde bulunan hazine arazilerinin üzerine kaçak olarak yazlıklar yapıldığı ve 19 Mayıs Belediyesi’nin bu süreçte yapılan kaçak yazlıklara seçim dönemi olduğu için göz yumduğu iddia edildi. İlçede yerel muhabirlik yapan İbrahim Akkuş, 19 Mayıs ilçesine bağlı Kumcağız, Yörükler, Yükseliş ve Engiz mahallelerinde imar barışı sürecinde yapı kayıt belgesi almak için yapılan kaçak yazlıkları tespit ederek hem CİMER’e hem de savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yapı kayıt belgesi almak için başvuru yapan 5 bin 645 yapının 150’sinin kaçak olduğu tespit edildi. Belirlenen kaçak yapılar belediye tarafından mühürlendi.
Diyarbakır’ın ‘Berlin Duvarı’ yeniden örülmeye başlandı – 16 Ekim
Diyarbakır’ı ikiye bölecek olan 10 kilometrelik duvarın örülmesine yeniden başlandı. Ağustos ayında startı verilen proje, tepkiler üzerine durdurulmuştu. Diyarbakır vekili Garo Paylan, yapılacak duvar için ”Diyarbakır ve çevre illerde madencilik faaliyetleri yürüten Cengiz Holding gibi yandaş şirketlerin, çıkardıkları madenleri daha hızlı taşıyabilmeleri için Diyarbakır’a duvar örüldüğü, kent halkının malumudur” açıklaması yapmıştı.
Ergene derin deşarj projesinde skandal: vana patladı – 16 Ekim
Ergene Havzası’nı koruma eylem planı kapsamında organize sanayi bölgelerinin ortak atık su arıtma tesislerinden çıkan suların Marmara Denizi’ne derin deşarjı projesi çalışmaları kapsamında deneme sırasında vana kırıldı. Velimeşe ile Sağlık Mahallesi arasında Çerkezköy yönünden gelen hattaki kırılma nedeniyle atık sular çevreye yayıldı. Tarlaları su altında kalan bölge sakinleri isyan etti.
Ulupınarlılar kazandı, çınarlar kesilmedi – 17 Ekim
Antalya’nın Ulupınar Mahallesi’nde gerçekleştirilen duble yol çalışması sırasında 500 yıllık çınarların kesilmek istenmesine karşı aylardır nöbet tutan yöre halkı, projenin değiştirilmesini sağladı. Çalışmalar, ağaçlar kesilmeden bitirildi.
Tarım arazisi çöplüğe döndü – 21 Ekim
Batman merkeze bağlı Karayün mevkiinde bulunan tarım arazileri, son dönemlerde çöplüğe dönüştü. Kenti gören bu arazilere özellikle araçlarıyla akşam saatlerinde gelen yurttaşlar, boş alkol şişelerini rast gele atıyor. Arazide temizlik yapılmayınca da çöp yığını oluştu. Kirletilen arazinin karşısında üç okul ile öğrenci yurtları bulunurken, çevre sakinleri, arazinin temizlenmesi için belediyeye çağrı yaptı.
Edirneliler tarım arazilerinin yapılaşmaya açılmasına itiraz etti – 22 Ekim
Edirne’de tarım arazileri üzerinde yapılaşmayı artıracak olan 1/25.000 ölçekli çevre düzeni plan değişikliğine ilişkin yurttaşlar itiraz dilekçesi verdi. Edirne Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından askıya çıkarılan planda, tarımsal amaçlı yapılar için maksimum inşaat alanı hükmünün, dört katına çıkarılması öngörülüyordu. Askıda olan plana karşı Edirne Kent Konseyi, TMMOB İKK, SOL Parti ve Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği üyeleri itiraz dilekçesi verdi.
Dokuz ilde ‘acele kamulaştırma’ kararı imzalandı – 22 Ekim
Ankara, İstanbul, Hatay, Gaziantep, Mersin, Kilis, Kastamonu, Diyarbakır ve Amasya’da gerçekleştirilecek enerji projeleri için bazı taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verildi. Kamulaştırma kararları arasında Yeşilırmak üzerinde HES projesi yapılması amacı da yer alıyor.
‘Diyarbakır Sur’da bir talan projesi yürütülüyor’ – 23 Ekim
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, surların 1930 yılında yıkılan kısımlarının yeniden inşa edileceğine ilişkin açıklamaya tepki gösterdi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Diyarbakır ziyaretinde, dönemin Valisi Faiz Ergun’un talimatıyla “Sur içine hava girmiyor” diye top atışlarıyla yıkılan 250 metre uzunluğundaki surlar ve Dağkapı’nın yeniden inşa edileceğini açıklamıştı. TMMOB, projenin yapılacağı yerde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Sur tarihin izleriyle mirastır” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, TMMOB İKK Sekreteri Doğan Hatun konuştu.
Kartal Şehir Parkı’na 17 katlı bina yapılacak – 25 Ekim
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ‘Kartal Şehir Parkı’nı ortadan kaldıran imar planının mahkemece iptal edilmesinin ardından yeniden imar planı hazırladı. Yeni plana göre parka 17 katlı konut dikilecek. Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası’nın açtığı dava sonucunda İstanbul 10. İdare Mahkemesi 2018 yılında “Kartal Şehir Parkı”nı ortadan kaldıran imar planı değişikliğini iptal etti. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı burası için yeniden harekete geçti. Bakanlık, 174 bin 600 metrekare büyüklüğündeki Kartal Soğanlık Mahallesi’nde bulunan “Kartal Şehir Parkı” arazisine karşılık, Çavuşlu Mahallesi’nde bulunan 315 bin metrekare büyüklüğe sahip eski taşocağı arazisini “Millet Bahçesi” olması için imar planı hazırladı.
Saraçoğlu için 106 kuruluşun imzasıyla ortak açıklama – 26 Ekim
Ankara Saraçoğlu Mahallesi’nde yapımına başlanan imar projesinin durdurulması için TMMOB Ankara İKK ve demokratik kitle örgütleri, “Saraçoğlu Mahallesi Hepimizin” başlıklı bir basın açıklaması yayınladılar. Açıklamada “Rant hedeflerinden vazgeçilerek alanın ve yapıların tüm özgün değerlerini korumayı hedefleyen bir restorasyon projesi hazırlanarak kamusal kullanımının devamını Ankara ve Ankaralılar adına talep ediyoruz” denildi. Cumhuriyet döneminin ilk toplu konut projesi ve kentsel sit alanlarından biri olan Saraçoğlu Mahallesinin “canlandırma” adı altında “metruklaştırma” sürecine terk edildiği vurgulanan açıklamada yürütülen projenin “şeffaflıktan uzak, kamusal bakış açısından yoksun hukuksuz bir süreç sürdürüldüğünün” altı çizildi ve durdurulması gerektiği savunuldu.
Nebî Hûrî Höyüğü yağmalandı – 29 Ekim
Efrîn İnsan Hakları Örgütü hazırladığı raporda, Türkiye ve desteklediği paramiliter grupların denetiminde bulunan kentin tarihi M.Ö önce 2 bin 500’lü yıllara dayanan, UNESCO tarafından Ortadoğu’da korunması gereken önemli tarihi yer olarak tanımlanan Nebî Hûrî Höyüğü’nü iş makineleriyle yıkılarak, tarihi eserlerin kaçırıldığını açıkladı. Raporda ayrıca kazı esnasın çok sayıda mozaik ve tarihi eserin tahrip edildiği yine 60 hektarlık alanda da kazı yapıldığı kaydedildi.
20 kurumdan Taksim Meydanı için ortak açıklama – 29 Ekim
İBB’nin Taksim Meydanı’na dair projesi ve bunu halk oylamasına sunmasına ilişkin açıklama yapan 20 meslek örgütü ve STK, “Taksim Cumhuriyet Meydanı bir park değil; emek, mücadele ve demokrasi meydanıdır. Yapılan jüri değerlendirmeleri ve halk oylaması sonucunda elde edilecek herhangi bir projenin ve özellikle projenin uygulama sürecinin, Meydanın kimliğine ve hafızasına zarar verme riski, olası bir sorun olarak karşımızdadır” ifadelerini kullandı. TMMOB Mimarlar Odası, İstanbul Tabip Odası, KESK ve DİSK’in de aralarında bulunduğu 20 kurum İBB’ye “Bundan sonra atılacak tüm adımları süreç boyunca, birlikte ele almaya ve tartışmaya davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
Mardin’de ‘kentsel dönüşüm’: Siluet bozulacak – 30 Ekim
Mardin’in Artuklu ilçesine bağlı Saraçoğlu Mahallesi ile Ensar Mahallesi’nde gerçekleştirilmek istenen “Kentsel Dönüşüm Projesi”, ilk defa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle bir belediye tarafından yürütülecek. Kayyım yönetiminde olan Mardin Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülecek olan proje kapsamında, toplam bin 671 dairenin bulunduğu alanda, yüksek katlı binalar yapılması planlanıyor. Ankara merkezli AND Planlama firması tarafından daha önce hazırlanan proje, Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından 2018 yılında “mimari dokuya uygun olmadığı” gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından firma tarafından yeniden bir proje hazırlandı.
İzmir ‘İmar Barışı’nda ilk sırada – 31 Ekim
6.9’luk depremle sarsılan İzmir’de 2018 yılındaki “İmar Barışı”na rekor düzeyde başvuru olmuştu. Toplam 811 bin 453 başvurunun yapıldığı İzmir, nüfusa oranlandığında Türkiye’nin en yüksek kaçak yapı başvurusu yapılan kenti olmuştu. Ege Bölgesi ve İzmir’in deprem riskinin yüksek olduğu biliniyor. Bununla birlikte İzmir, “İmar Barışı” uygulamasına nüfusa oranla en çok talebin olduğu illerin başında geliyor.
Doğa Tahribatı ve Ormansızlaştırma
DOĞADER: Turizm ve rant uğruna Baraklı göleti kurutuldu! – 3 Ekim
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği ihbar sonucu Uludağ’ın eteklerinde bulunan Baraklı ve Kocayayla’da 2 Ekim’de inceleme yaptı. Baraklı göletinin kurutulmuş olduğunu gören DOĞADER Genel Sekreteri Sedat Güler, turizm adı altında rant uğruna Uludağ’ın katledilmesine tepki gösterdi. 2017 yılında Baraklı göletinin 5 km üzerinde 10 bin ağacın katletildiği Kocayayla’da gölet inşaatına DOĞADER ve Bursa Barosu tarafından dava açıldı. Projeyi planlayan Bursalı yöneticiler plan değişikliği yaparak ve yürütmeyi durdurma kararını hiçe sayarak, açılan davayı geçersiz duruma düşürdüler. Daha yeni plana itiraz edilemeden, ağaç katliamını ve gölet inşaatını hızlı bir şekilde tamamladılar.
Doğa tahribatına karşı kitap okuma eylemi Çanakkale’de – 3 Ekim
Ordu’nun Fatsa ilçesinde bir maden şirketinin yaratığı doğa tahribatına karşı başlayan çıplak ayaklarla kitap okuma eylemi yayılıyor. Çanakkale İskele Meydanı’nda bir araya gelen Kazdağları savunucuları, ekolojistler ve çok sayıda yurttaş, çıplak ayaklarla kitap okuyarak, doğa tahribatına dikkati çekti. Eyleme katılanlar, çıplak ayaklarla 45 dakika boyunca oturup kitap okudu.
Gaziemir’deki radyoaktif atıklarla ilgili davada bilirkişi raporu – 5 Ekim
İzmir’in Gaziemir ilçesindeki, yıllar önce kapatılmasına rağmen toprağa gömülen radyoaktif maddeler nedeniyle halk arasında İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen ve Pınar Demircan tarafından da gündeme getirilen eski kurşun fabrikası hakkında inceleme yapan bilirkişi, raporunu tamamladı. Bölgedeki arazi sahipleri tarafından Aslan Avcı Döküm Sanayi Ticaret A.Ş.’ye açılan davada, arazi sahipleri şirketi radyoaktif madde ile topraklarını ve yeraltı sularını zehirlemek ile suçluyordu. Kimya Mühendisi Abdullah Kaymaz tarafından hazırlanan bilirkişi raporu ağır kimyasal ve radyoaktif kirleticilerin bölgede hala yer aldığına ve bu maddelerin doğayı ve insan sağlığını olumsuz etkilediğine işaret ediyor.
Malatya Çevre ve Kültür Platformu kuruldu – 7 Ekim
Malatya ili sınırları içerisinde meydana gelen çevre sorunlarına ve ekolojik tahribata karşı mücadele eden aktivistler Malatya Çevre ve Kültür Platformu (MAL-ÇEP) çatısı altında bir araya geliyor. Platform tarafından yapılan açıklamada “Bu platform doğamızın tahribatına karşı yaşamı savunma irademizi daha da güçlendireceği bir zemin olacak” ifadeleri kullanıldı. “Haklı olduğumuzun ve hukuksuz talan örgütlenmesine karşı meşru müdafaa gücü olduğumuzun sonuna kadar bilincinde, gücümüzün farkındayız” diyen platform, MAL-ÇEP ile bu gücü daha ortak ve daha koordineli hale getirmeyi hedeflediklerini belirtti.
Çam ağaçlarının kesilmesine itiraz – 15 Ekim
Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde, Rasim Yedikardeşler Çamlığı alanına yapılmak istenen iş merkezi ve konut projesinin iptal edilmesi için belediyeye itiraz dilekçesi verildi. Burhaniye Çevre Platformu (BURÇEP) üyeleri tarafından verilen dilekçede, belediyenin alanda bulunan 76 çam ağacını kökünden sökeceğine dikkat çekildi. Yerinden sökülerek başka yere taşınacak ağaçların yaşama şansının düşük olduğu kaydedilen dilekçede, “Küresel iklim krizinin kendisini yoğun olarak hissettirdiği ve buna bağlı olarak kuraklık, sel gibi doğal afetlerin yaşanmaya başladığı bu dönemde kuraklığın da selin de tek ilacı ağaçtır.” denildi.
Süzer Holding’in yasadışı inşaatına MUÇEP’ten tepki – 16 Ekim
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Gökova Meclisi, Süzer Holding’in Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yaptığı yasadışı inşaatlara ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Tel örgülerle çevrili alanın önünde bir araya gelen beş kişiden oluşan platform heyeti, ‘Muğla Cennet Kalsın” ve “Gökovayı Vermecez” pankartları açtı. Basın açıklaması Serdar Denktaş tarafından okundu. Doğal Sit Alanlarının yeniden değerlendirmesinin dayandırıldığı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun dört yıl boyunca kamuoyundan gizlendiği belirtildi.
Nemrut rant uğruna betonlaştırılıyor – 20 Ekim
Bitlis’te yer alan Nemrut Dağı Krater Gölü ve Kalderası’nda Ağustos ayında “Tabiat Anıtı Çevre Düzenleme İşi” adı altında Doğa Koruma ve Milli Parklar Van Bölge Müdürlüğü tarafından başlatılan betonarme inşaat, gösterilen tepkilerin ardından durdurulmuştu. Yapımına yeniden başlanan betonarme inşaatın durdurulması için DEVAP Bitlis İl Başkanlığı tarafından “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” suçu kapsamında beton yapıları yapanların tespit edilip cezalandırılması için Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Birinci Derece Sit Alanı’nda yapımı devam eden betonarme inşaata kentin HDP, CHP ve DEVAP’ın il başkanları tepki gösterdi.
Gökpınar Gölü’nde Sivas Valiliği’nin hukuksuz inşaatı yargıya taşındı – 20 Ekim
Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmesi beklenen ve bu süreçte her türlü yapılaşmanın yasaklandığı Sivas’ın Gürün ilçesinde yer alan Gökpınar Gölü’nde başlatılan kafeterya inşaatı yargıya taşındı. Açılan davada yapılan ihalelerin ve imar değişikliği planının iptal edilmesi ve yürütmesinin durdurulması talep edildi. Konuyla ilgili Yeşil Gazete’ye açıklamada bulunan Gökpınar Gölü Korunmalıdır Hem de Tüm Doğallığıyla İnisiyatifi’nden Ayhan Çelik, mahkeme sonuçlanana kadar inşaatın durdurulması için de Sivas Valiliği’ne çağrı yaptıklarını belirtti.
Geçim kaynakları küle döndü – 21 Ekim
Tabur komutanın “Görmeç Taburu burada olduğu sürece yangın devam edecek” dediği bölgede son 5 ayda meydana gelen 45 yangında, binlerce ağaçla birlikte köylülerin geçim kaynakları küle döndü. Resmi kurumlarca hiçbir müdahalede bulunulmayıp, yine yurttaşların güvenlik gerekçesiyle engellendiği bu yangınlar sonucu yüz binlerce ağaç küle döndü. Bu yangınlarda yurttaşlara ait bağ ve bahçeler ile birlikte hayvanlarını otlattıkları alanları da alevler sardı. Cudi Dağı kırsalında da aylardır devam eden yangının söndürülmesi için karakol, itfaiye ve belediyeyi arayan çevredeki köy sakinleri, “Bizi meşgul etmeyin” cevabıyla karşılaştı. Bölgede son 5 aydır çıkan 45 orman yangını şu şekilde: (…)
Kars, Erzincan ve Ardahan’da bazı alanlar ‘Doğal Sit Alanı’ ilan edildi – 21 Ekim
Kars, Erzincan ve Ardahan illerinde yer alan bazı alanların, “Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tesciline ilişkin ilanlar Resmi Gazete’de yayımlandı. Kars’ın Susuz ilçesinde bulunan Aygır Gölü, Erzincan’ın merkez ilçesi, Girlevik Şelalesi, Ardahan’ın merkez ve Hanak ilçelerindeki Ardahan Ormanları Putka-Gölbaşı Gölü Doğal Sit Alanları tescil edilen alanlar oldu.
Üç aylık Kuzey Ormanları tahribat raporu hazırlandı – 22 Ekim
Kuzey Ormanları coğrafyasında, flora ve faunasında, yaban hayatında, içinde ve çevresinde yer alan insan yerleşmelerinde, ekosistemi tehdit ve tahrip eden insan faaliyetlerini izleyerek ve raporlayarak Kuzey Ormanları’nı günlük olarak izleme çalışmasını gerçekleştirmek amacıyla bir “İzleme Raporu Çalışması” yürütmeye başlayan Kuzey Ormanları Araştırma Derneği, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan ilk raporunu yayınladı. Rapora göre; izlenen 196 haberin içerisinde orman yangını konusunda yapılan izlemeler ön plana çıkarken, maden ocakları konusu onu takip eden ikinci konu oldu. Kanal İstanbul projesi de üçüncü gündem olarak yer aldı.
Munzur Gözelerine beton ve mermer döşendi – 23 Ekim
Dersim‘in Ovacık ilçesinde bulunan Munzur Gözelerinde, 5 Ağustos tarihinde “çevre düzenlemesi” adı altında başlatılan ve iş makinelerinin de kullanıldığı yıkım çalışmaları devam ediyor. Yöre sakinleri tarafından kutsal kabul edilen, kent sakinleri, belediyeler ile sivil toplum örgütlerinin tepkilerine rağmen başlatılan çalışmalar kapsamında Munzur Çayı üzerine köprüler inşa edilmesi planlanıyor. Proje kapsamında beton ve mermer taşlar döşenmeye başladı.
Kato Jîrka’da yangın – 24 Ekim
Şırnak’ın Beytüşşebap ilçe kırsalındaki Kato Jîrka bölgesinde orman yangını çıktı. Yangına herhangi bir müdahalede bulunulmuyor. Dün de ilçeye bağlı Setkarê (Hisarkapı) köyünde, Kalecik askeri üs bölgesinden açılan ateş sonrası yangın çıkmıştı.
Kuş cenneti göl otlak alana dönüştü – 26 Ekim
Kars’ın Arpaçay ilçesinde birçok kuş türüne ev sahipliği yapan, bölgenin ilk korumaya alınan sulak alanı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve ilk Avrupa Seçkin Turizm Cenneti olan Kuyucuk Gölü, tamamen kurudu. Yılda binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan 420 hektar alana sahip gölde artık büyük ve küçükbaş hayvanlar otluyor. 230’un üzerinde kuş türünün tespit edildiği göl, her yıl Ekim ayının sonu ile Kasım ayının ilk haftasında yaklaşık 40 bin göçmen kuşu ağırlıyordu. 1997 yılında 13 metre derinlikte olan gölün su seviyesi yanlış kullanım nedeniyle sürekli düştü. Bir yandan köylerin içme suyu, diğer yandan hayvanlar için yapılan göletler, göl suyunu olumsuz etkiledi.
Samsun’da orman yangını – 26 Ekim
İlkadım ilçesi Kışla Mahallesi’nde öğlen saatlerinde çalılık alanda henüz bilinmeyen nedenle yangın çıktı. Rüzgarın etkisiyle yayılan yangın, bitişikteki çamla kaplı ormanlık alana sıçradı. İhbar üzerine Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri yangına 4 ayrı noktadan müdahaleye başladı. Esentepe Kışlası’na yanaşan alevler nedeniyle askeri birlikte tedbir alındı.
Hollanda’da bir evin çöp torbası nasıl oluyor da Türkiye’de bir yol kenarına bırakılıyor? – 26 Ekim
Hollanda’nın NRC Handelsblad gazetesi, bu yılın başından beri Lighthouse Reports Gazeteciler Birliği ile birlikte Hollanda’dan Türkiye’ye gönderilen plastik atıkları araştırıyor. Hollanda’nın plastiği, Çin’in plastik atık ithalatını yasaklamasından bu yana her geçen gün daha fazla bir şekilde Türkiye’ye gönderiliyor. Resmi mevzuata göre bu ihracatın mümkün olması atıkların Türkiye’de iyi bir şekilde değerlendirilmesi şartıyla mümkün ve geri dönüşümü mümkün olmayan plastiğin Avrupa Birliği dışındaki ülkelere ihracatı yasak. 1989’da imzalanan Basel Konvansiyonu’na göre evsel ve tehlikeli atıkların ihracatında uluslararası kısıtlamalar mevcut. Ancak hikayesi Adana’da son bulan plastik ambalaj atıkları ‘tehlikeli’ kategorisine girmiyor ve bu yüzden sevkiyatları ile çok az düzenleme ve denetleme var.
Çukurova’da orman yangını: Yüzlerce hektarlık alan kül oldu – 28 Ekim
Çukurova’nın 3 kentinde ormanlık alanda çıkan yangınlar nedeniyle yüzlerce hektarlık alan kül oldu. Yangınları soğutma ve söndürme çalışmaları devam ediyor. Adana, Mersin ve Hatay’da bilinmeyen nedenlerden dolayı ormanlık alanlarda dün çıkan yangında yüzlerce hektarlık alan kül oldu. Mersin’deki yangın kontrol altına alınırken, Adana ve Hatay’daki yangınları söndürme çalışmaları devam ediyor. Adana’nın Kozan ilçesine bağlı Kuytucak Mahallesi Savruk bölgesinde, Mersin’in Anamur ilçesinde bulunan Uçarı Mahallesi’nde ve Hatay’ın İskenderun ilçesine bağlı Denizciler Mahallesi Akarca mevkiinde ormanlık alanda da dün öğlen saatlerinde bilinmeyen bir nedenden dolayı yangın çıktı. Anamur’da ki yangının erleşim yerlerine sıçrama riskine karşı mahalledeki 50 hane tedbir amaçlı boşaltıldı, Mersin-Antalya karayolu da trafiğe kapatıldı. İskenderun’daki yangın da rüzgârın etkisiyle yerleşim yerlerini tehdit etti. İlçeler arası yüksek gerilim bağlantı hatlarının zarar görmesi nedeniyle, Hatay kent merkezi ile İskenderun, Belen ve Arsuz ilçelerinde elektrik ile su kesintisi yaşandı.
Tahrip edilen yaylalara çim ekilecek – 30 Ekim
Rize İl Özel İdaresi, “Yeşil Yol” projesiyle tahrip edilen Rize Çamlıhemşin yaylaları için çim ekme ihalesi açtı. İdarenin aldığı kararda, Rize ili sınırları içinde yüksek rakımlarda bulunan yaylalarda turizm amaçlı yapılan yol imalatları sonucunda doğal yapıyı değiştiren görüntüler oluştuğu belirtildi. Kararda endemik bitki örtüsünün kaybolduğu aktarılarak, “Yüksek bölgelerde ortamın yeşillik açısından eski halini alması uzun yıllar süreceği gerçeği bilimsel olarak bilinmektedir. Bu olumsuz durumun çözülmesi amacıyla… endemik çim tohumu uygulama çalışması başlatılmasına ait tarım komisyonu çalışmalarını tamamlayamadığından komisyona ek süre verilmesi kabul edildi” ifadeleri kullanıldı.
IUCN’den Akdeniz’de plastik facia uyarısı – 30 Ekim
Dünya Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından yapılan bir araştırma, Akdeniz‘e kıyısı olan ya da nehirlerle bu denizle bağlantısı bulunan ülkelerdeki yanlış atık uygulamalarının Akdeniz’deki plastik kirliliğine yol açtığını ortaya koydu. IUCN’nin Cenevre yakınlarındaki Gland’da Salı günü yaptığı açıklamaya göre, Akdeniz’de kıyısı bulunan veya Nil, Po, Rhone gibi nehirlerle bu denizle bağlantısı olan 33 ülkeden Akdeniz’e yılda yaklaşık 230 bin ton plastik atık dökülüyor. DW‘nin haberine göre, bu miktar günlük 500’den fazla kargo konteyneri kadar çöpün Akdeniz’e dökülmesi anlamına geliyor. Araştırmada, söz konusu miktarın yüzde 94’ünü plastik atıkların oluşturduğu saptandı. Raporda, denize salınan plastik miktarına göre ilk üç ülke Mısır, İtalya ve Türkiye olarak listelendi. Kişi başına hesaplamalarda ise, Karadağ, Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Kuzey Makedonya en yüksek plastik atık kaçağına sahip ülkeler.
Hayvan Hakları
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde 230 kurumdan “Avcılık yasaklansın” çağrısı – 4 Ekim
4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle bir araya gelen 230 kuruluş ortak bir açıklamayla yaban hayvanlarını öldürmenin spor, turizm, hobi ya da ihale konusu olamayacağını ve avcılığın tamamen yasaklanması gerektiğini belirtti. 230 kuruluş, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın avcılığı tamamen yasaklaması için binlerce doğa severin desteğiyle bir imza kampanyası başlattı. Son 16 yıl içerisinde 500 bin kişinin avcılık sertifikası almasını eleştiren 230 kurum, avcıların sayıları artarken, pek çok canlı popülasyonunun tükenme tehlikesi altında olduğunun bilimsel verilerle ortaya konulduğunu belirtti. UNESCO tarafından hazırlanan Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre, her hayvanın yaşam hakkına saygı duyulması gerektiğini hatırlatan kurumlar; hayvanları yaşatmak ve avcılığı durdurmak için herkesi harekete geçmeye ve change.org/vurmabeni adresi üzerinden imzacı olmaya çağırıyor.
Antalya’da karaya vuran balinanın midesinden plastik çıktı – 6 Ekim
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), 14 Ağustos tarihinde Antalya‘nın Kumluca ilçesi sahilinde karaya vurduktan sonra gömülen yaklaşık 13 metre boyundaki kaşalot balinasının olduğu yerden çıkartılması için çalışma başlattı. Yapılan hazırlıkların ardından iş makinesinin yardımıyla kaşalot balinası, gömülü olduğu yerden çıkartılıp İstanbul’a getirildi. TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, “Son yıllarda denizel çöpler bütün deniz canlıları için büyük bir tehdit oluşturmaya başladı. Hayvanın ölüm sebebini bilmiyoruz ama Akdeniz’in dalış rekortmenlerinden biri olan bu türün bile deniz çöplerine karşı savunmasız olduğunu görmek çok üzücü.” diye konuştu.