19 Haziran 2017
1. Başlangıç
Kendim de dahil soldaki birçok insan, uzun süredir ekoloji meselelerini esas mücadelenin periperisindeki ikincil meseleler olarak görüp yabana atma alışkanlığındaydı. Çevreciliğe gevşek bağlılık ya da kayıtsızlık zaman zaman hâlâ Marksist entellektüelleri karakterize etmektedir (New Left Review’ün son yüz civarı sayısına bakabilirsiniz örneğin). Neyse ki, çoğu bu konuda materyalist bir aydınlanma yaşadı ve ekolojik krizde kelimenin tam anlamıyla her şeyin tehlikede olduğunun farkına vardı. Genel okuyucuda böylesi kavrayışları tetikleyen ve onu bu gezegende olup bitenler karşısında bir tür şok, korku, çaresizlik ve öfke haline sokup şaşkına çeviren bir sürü kitap var; fakat bu okuma rehberi bu türden görüşleri içeren kitapları listelemiyor, daha ziyade Yeryüzü’nün meselelerine yönelik canlı bir ilgi ön şartına bağlı kalıyor. Bununla birlikte ekoloji merakını yeni keşfetmiş Marksistler ve diğer sosyalistler için iyi bir başlangıç noktası, kapitalizm ve sürdürülebilirlik arasındaki temel çelişkiyi muhteşem bir sadelikle anlatan, popüler ilgi yaratmış bazı yeni kaynaklar olabilir. Aklımda öne çıkan şu iki başlık var:
Naomi Klein: İşte Bu Her Şeyi Değiştirir: Kapitalizm, İklime Karşı. Bu çalışma, radikal iklim hareketinin İncil’i diye tasfir edebileceğimiz ve ekososyalist tartışmalarda temel bir referans noktası olmayı hakeden bir çalışmadır. Mutlak okunması gerekenlerden.
Ashley Dawson: Extinction: A Radical History. Bu kısa makale, ekolojik krizin muhtemelen tek önemli veçhesi olan iklim değişimiyle büyüklük ve şiddet açısından eşleşebilecek biyoçeşitlilik krizini çok etkili bir şekilde araştırıyor ve kapitalizmi suçun faili olarak tanımlıyor.
2. Marx ve Ekoloji
Peki, Karl Marx’ın kendisinin çevresel bozulma sorunlarıyla ilgili herhangi bir kavrayışı var mıydı? Öyle olduğu ortaya çıktı: Son yirmi yılı aşkın bir süredir yapılan çalışmalar Marx’ın (ve Engels’in!) eserlerindeki hayli önemli ekolojik düşünce akışını yeniden şekillendirdiler ve görüldü ki bunlar günümüzdeki kötü vaziyeti anlamak için şaşırtıcı bir şekilde kullanışlı. Kurucu babalarla ilişkilenmek, kapitalizmin ekolojik yıkıcılığının analizi için çok büyük bir kazanç olabilir. Alıntılarla dolu, fakat analitik olarak berrak ve görece takip edilmesi kolay olan eko-marxoloji alanındaki iki klasik:
John Bellamy Foster: Marx’ın Ekolojisi: Materyalizm ve Doğa.
Paul Burkett: Marx ve Doğa: Kırmızı ve Yeşil Bir Bakış Açısı.
Foster ve Burkett’dan çok önce, Marx’ın doğa görüşüne dair vaktinden önceden yapılmış çarpıcı bir çalışma Alfred Schmidt tarafından yazılmıştı: Alfred Schmidt, The Concept of Nature in Marx.
3. Metabolik Yarılma Okulu
Yukarıda değinilen Foster ve Burkett, meslektaşlarıyla birlikte ekolojik marksizmde “metabolik yarılma” okulunun öncü savunucusu haline geldiler. Marx’ın bu kavramını geliştirerek, çoğu çevresel problemin, sermaye birikimi tarafından paramparça edilen ekolojik döngü ve ağların birer sonucu olarak en iyi şekilde anlaşılabileceğini ileri sürdüler. Buna göre sermaye birikiminin kendisi de ilksel bir ayrılma veya “yarılmaya” yani doğrudan üreticilerle üretim araçları arasındaki ayrılmaya dayanmaktadır. Bu toplumsal yarılma ekolojik yarılmaların katlanmasına neden olmaktadır. Bu konu ile ilgili bazı anahtar başlıklar:
John Bellamy Foster, Brett Clark ve Richard York: The Ecological Rift: Capitalism’s War on the Earth. Metabolik yarık teorisinin gücünü ortaya koyan geniş bir yelpazedeki makaleler koleksiyonu (Ancak temel argümanların yinelenen ifadelerle tekrar tekrar belirtilmiş olduğu konusunda uyaralım.)
Paul Burkett: Marksizm ve Ekolojik İktisat: Kırmızı ve Yeşil Bir Politik Ekonomiye Doğru. Burkett, önceki çalışmalarından yola çıkarak burada, Marksizmi ekolojik iktisat alanındaki daha anaakım yaklaşımlarla karşılaştırır. Çok yönlü fakat zaman zaman biraz teknik işlere değinmektedir.
Stefano B. Longo, Rebecca Clausen ve Brett Clark: Emtia’nın Trajedisi: Okyanuslar, Su Ürünleri ve Su Ürünleri. Ekolojik krizleri açıklamak için metabolik yarılma teorisinin faydasını gösteren mükemmel bir ampirik vaka çalışmasıdır. Dünya balık stoklarındaki feci düşüşü açıklamaktadır.
John Bellamy Foster ve Paul Burkett: Marx and Nature. Bu kitap, belki de eko-Marksolojinin en yüksek aşamasını temsil eder, çünkü Marx’ı (ve dolayısıyla Foster ve Burkett’i) kör noktaları ve boşlukları sebebiyle eleştirenlere karşı adeta bir yeşil peygamber olarak savunmak için olağanüstü uzunlukta bir çaba ortaya koyar. Marx’ı yer yer tanrılaştırma çabasına katlanabilecek ama ondaki çevreci düşüncenin ayrıntılarına güçlü bir ilgi duyan okuyucu için ideal bir kaynaktır.
4. Erken dönem ekolojik Marksizm
Marksistler mevcut mevcut milenyumdan çok önce ekoloji ile uğraşmışlardı. 1960’lı ve 1970’li yılların yeni Solu, ortaya çıkan yeşil hareketle ilgilenmek durumunda kalmış ve o günlerin çevresel sorunları ışığında politik gündemini tekrar gözden geçirmişti ve bu karşılaşma bugün hâlâ büyük değeri olan işler çıkmasını sağlamıştır.
Ted Benton: The Greening of Marxism. Bu antoloji, bazen “ekolojik Marksizm’in birinci nesli” olarak atıf yapılan isimlerden bir dizi klasik metni bir araya getirir. Arran Gare‘nin, Stalinizmin iktidarı devralmasından önce Bolşevik Rusya’da öncü ekolojik girişimlerine dair oldukça sansasyonel makalesinin yanı sıra, Marksizm ile Malthus’un çevre düşüncesi arasındaki ilişkiye dair “doğal sınırlar” üzerine yazılmış birkaç makaleyi içeriyordu; Ted Benton’un yol gösterici metnini ve kırmızı renkli ekofeminizm üzerine erken dönem yazıları kaçırmayın.
James O’Connor: Natural Causes: Essays in Ecological Marxism. “Birinci nesil”, James O’Connor’ın “kapitalizmin ikinci çelişkisi” teorisinden çok fazla etkilendi. Teorinin söylediği kısaca şu: sermaye yalnızca Marx ve takipçileri tarafından uzun süredir çalışılan mekanizmalar yoluyla değil aynı zamanda ekosistemlere zarar verme ve yok etme eğilimi yoluyla da kriz üretme eğilimindedir; bunlar tüm ekonomik faaliyetlerin temelleri olduğu için, sermaye böylelikle kendi temelini baltalar ve kâr oranında düşüşe neden olur. Teori, metabolik yarılma okulunun yükselişinden sonra gözden düştü (Bkz. örneğin Foster’ın teoriyi eleştirdiği The Ecological Revolution, bölüm 10), ancak ekolojik Marksizmin gelişiminde önemli bir an olmaya devam ediyor ve son dönemde Jason W. Moore tarafından yeniden diriltiliyor. İkinci çelişki teorisi ile ilgili merkezi metinlerden bazıları Greening Marxism’de bulunuyor. Bu kitap, O’Connor’ın bakış açıları hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen okuyucular içindir.
5. Dünya ekolojisi okulu
2017’de ekolojik Marksizm tartışmaları büyük ölçüde Jason W. Moore figürü etrafında dönmekteydi. Sert şekilde eleştirdiği metabolik yarılma paradigmasını tersine çevirmeyi amaçlayan Jason W. Moore “dünya ekolojisi”ni alternatif bir yaklaşım olarak geliştirmiştir. Dünya ekolojisi yaklaşımının, erken dönem eko-Marksist teorinin “Kartezyen ikiliği”nin üstesinden geldiğini ve doğayı bir bütün olarak sermayenin faaliyetleriyle daha iyi bütünleştirdiğini iddia ediyor. Çok tartışmalı, okuması hiç de kolay olmayan bir kitap olan Hayatın Dokusundaki Kapitalizm: Sermaye Birikimi ve Ekoloji kırmızı-yeşil entelektüellerin (ama belki o kadar da aktivist olmayanların) üzerine bir konum geliştirmesi gereken bir kitap. Kitabın yayınlanmasının ardından yapılan tartışmaları google’da biraz aratarak görece kolay bir şekilde takip edebilirsiniz.
6. Feminizm ve ekoloji
Ekolojik yıkıma sadece kapitalizm neden olmaz, ataerki de bir nedendir. Bu farkındalık, Marksizm ile de aynı çizgide çalışmalar ortaya çıkaran ekofeminizmde hayat bulmuştur. Ancak bu alanda daha yapılması gereken çok şey var. Ayrıca, şimdiye kadar yazılan en iyi radikal çevre tarihi kitaplarından olan bu akımın klasiklerinden birisi Carolyn Merchant’ın The Death of Nature: Women, Ecology and the Scientific Revolution‘dir. Çarpıcı bir materyalist fikri analiz olarak, doğaya ve kadınlara yönelik saldırganca hükmedici tutumların, İngiltere’de kapitalist mülkiyet ilişkilerinden ilk kez nasıl çıktığını göstermektedir. Marksizme çeşitli düzeylerde bağlılık gösteren diğer önde gelen ekofeministler Val Plumwood ve Ariel Salleh‘dir. (Ayrıca aşağıdaki Soper’a bakınız.)
7. Dünya sistemi politik ekolojisi
Ekosistemlerin kapitalist yıkımı açıkça kuzey yarımküreden kaynaklanırken, güney yarımküredeki ve onun çevre bölgelerindeki halklar ise yükün büyük bir kısmını taşıyor. Dünya sistemleri teorisi sonuç olarak ekolojik bir anlayış doğrultusunda konuşlanmaya elverişli olduğunu kanıtladı. Bu alandaki en özgün teori modern teknolojinin çeper ülkelerdeki emeğe ve toprağa el koyarak temellendiğini iddia eden Alf Hornborg tarafından geliştirilmiştir; tüm ilerleme veya gelişme ya da basitçe teknik ustalık hakkındaki söylemler, Kuzeyli makinelerin dayandığı ekolojik açıdan eşitsiz değişim gerçeğini gizler. Hornborg’un klasiği The Power of the Machine: Global Inequalities of Economy, Technology, and Environment kitabının ilk yarısı bu teoriyi ortaya koyar. Teori ayrıca son olarak Global Magic: Technologies of Appropriation from Ancient Rome to Wall Street kitabında yeniden ele alınmıştır. Hornborg, bu konuda lider olsa da asla yalnız değildir: bir kitaptan daha bahsetmek gerekirse: J. Timmons Roberts ve Bradley C. Parklar: Climate of Injustice: Global Inequality, North-South Politics, and Climate Policy. Bunun çoğu atlanabilir, ancak dört ve beşinci bölümler, dünya-sistemleri teorisinde yer alan Güney periferilerinin sonuçlarını deneyimlediği ve Kuzey yarımkürenin neden olduğu iklim değişikliğinin küresel adaletsizliği üzerine mükemmel bir genel bakış sunmaktadır.
8. Enerji ve kapitalizm
Enerji ile -özellikle fosil türleriyle- kapitalizm arasındaki ilişki gerçekten acil bir konudur. Bu düğümü nasıl çözmeli? Son yıllarda birçok önemli eser yayınlandı, aralarından birkaçı:
Bruce Podobnik: Global Energy Shifts: Fostering Sustainability in a Turbulent Age fosil enerji arzı genişleme dalgalarını kapitalizmin gelişiminin uzun -ya da “Kontradieff”- dalgaları içinde konumlandırma konusunda parlak bir girişim. Gelecek için oldukça naif bir optimist senaryoyla sonlanıyor.
Timothy Mitchell: Carbon Democracy: Political Power in the Age of Oil. Kapitalist devletlerde önde gelen fosil yakıt olarak kömürden petrole nasıl ve neden geçildiğini ve bu değişimin özellikle Orta Doğu’daki siyasi sonuçlarının zihin açıcı ve yüksek bir övgüye mazhar olan değerlendirmesini sunuyor.
Matthew H. Huber: Lifeblood: Oil, Freedom, and the Forces of Capital. ABD’de petrolün yaşamda -buna işçi sınıfının yaşamı da dahil- nasıl bu kadar merkezi hale geldiğine ve bunun ABD sınırlarının çok ötesinde de uygulanabilirliğine dair mükemmel bir Marksist-Fukocu analiz.
Kendi yazdığım Fossil Capital: The Rise of Steam Power and the Roots of Global Warming. İklim krizinin tarihsel kökenlerini anlama çabası, erken dönem İngiliz kapitalizminin geleneksel enerji kaynaklarının özellikle de suyun, kömür ve buhara dönüşmesine neden olan çelişkilere odaklanmış bir çalışma.
Ayrıca http://www.mcmprime.com adresinden Brent Ryan Bellamy ve Jeff Diamanti tarafından düzenlenen, Materialism and the Critique of Energy konusuna da bakabilirsiniz.
9. İklim Politikaları
İklim krizine dair yapılan Markist analizlerin binlerce yüzü var. Tatmin edici bir şekilde, bu alan hızlı bir gelişme sağlıyor gibi görünüyor. Son on yılın bazı önemli başlıkları şöyledir:
David Ciplet, J. Timmons Roberts ve Mizan R. Khan: Power in a Warming World: The New Global Politics of Climate Change and the Remaking of Environmental Inequality. Paris’ten COP21’e kadar giden BM iklim müzakerelerinin çığır açan başarısızlığının ustaca bir analizi. Uluslararası iklim politikalarını küresel bir sınıf mücadelesi biçimi olarak açıklayarak kendi teorisini Antonio Gramsci’ye dayandırmaya çalışmıştır.
Christian Parenti: Tropic of Chaos: Climate Change and the New Geography of Violence. Gazetecilik formatında önde gelen Marksist bir iklim uzmanı tarafından yazılmış bu eser, küresel ısınmanın tropik sınırların ötesine geçmesiyle birlikte sıcaklıkların yükselmesinden dolayı zengin ve fakir, farklı etnik grup ve topluluklar arasındaki çatışmaların muhtemel olarak artacağına dair çok iç karartıcı ve korkutucu bir tablo ortaya koyuyor.
Kari Marie Norgaard: Living in Denial: Climate Change, Emotions, and Everyday Life. İnsanlar iklim krizi hakkında tam olarak bilgi sahibi olsalar bile – her zamanki gibi yaşamaya nasıl devam edebilirler – gerçekten de, önceden deneyimleri olsa bile bu konu ile ilgili neden bu kadar az şey yapıyorlar? Bunu anlamak için, biraz psikoloji gereklidir. Bu iz bırakma çalışması Marksizmini düşük seviyede tutuyor, ancak bir petro devlet olan Norveç’in politik ve duygusal ekonomisini analiz ederek, – bilimi açıkça reddeden Trump gibi- iklim krizinin inkarının toplumsal üretimini çok güçlü bir şekilde aydınlatıyor.
Ayrıca Verso’dan çıkacak olan Geoff Mann ve Joel Wainwright’ın Climate Leviathan: A Political Theory of Our Planetary Future’ne de bakınız. Aynı isimdeki Antipode makalesinden yola çıkarak, gündem belirleyen bir Marksist iklim politikası çalışması olacak.
10. Doğa felsefesi
Kuşkusuz eko-Marksist kanonun en güzel yazılmış kitabı Kate Soper‘ındır What is Nature?: Culture, Politics and the Non-Human bu kitap aynı zamanda kültür, toplum, cinsiyet, güç ve doğa arasındaki ilişkilere dair titiz felsefi gözlemlerin bulunduğu bir hazinedir. Tekrar tekrar okunması gereken bir kitaptır.
11. Ekokritisizm
Ekokritizm veya doğanın edebiyatta incelenmesi, heyecan verici ve hızla gelişen bir araştırma alanıdır. Marksist yaklaşıma eğilimi olan çok güzel bir çalışma Rob Nixon‘ın: Slow Violence and the Environmentalism of the Poor isimli çalışmadır. Nixon, Güney küreden birkaç kurgusal ve kurgusal olmayan yazardan çalışmasını temellendirerek çevresel bozulmanın “yavaş şiddetini” nasıl görünür olduğunu göstermektedir.
12. Frankfurt okulu
Frankfurt okulunun klasik düşünürleri, her türlü sosyal, politik ve ekolojik hastalığın kaynağı olarak doğanın insan egemenliğine girmesine yoğun bir şekilde odaklanmıştı. Eko-Marksist bir mercek aracılığıyla Aydınlanmanın Diyalektiği’ni okuma çalışmalarının yanı sıra, artık önemsiz olmayan ikincil kaynaklarla da ilişkilenebilirler:
Deborah Cook: Adorno on Nature. Adorno’nun doğa hakkındaki fikirleri ve ekolojik teori için potansiyel kullanımları üzerine yakın bir zamanda yapılan çalışma.
Andrew Biro: Critical Ecologies: The Frankfurt School and Contemporary Environmental Crisis. Adorno ve Horkheimer’da bulunan çevresel bozulma hakkındaki fikirlerin bazı eleştirmenleri de dahil olmak üzere, eşit olmayan kalitede ve farklı görüşlere sahip metinlere sahip bir antoloji.
Steven Vogel: Against Nature: The Concept of Nature in Critical Theory. Bir çevre filozofu olarak, ilginç ve kışkırtıcı bir Batı Marksizmi okuması sunuyor; doğanın, şeyleşmiş bir kategoriden başka bir şey olmadığı sonucuna vararak: doğayı emeğimiz aracılığıyla inşa ederiz ve bununla yüzleşmeliyiz görüşünü savunuyor.
Simon Hailwood: Alienation and Nature in Environmental Philosophy. Doğadan nasıl ve niçin yabancılaştığımızın parlak bir felsefi analizi (Vogel’inkilerinden karşıt sonuçlara ulaşıyor).
13. Gerici çevrecilik
Kızıl yeşillerin kendilerini rahat hissettikleri ve fazla olduklarını düşündükleri yer olmasına rağmen gerici, milliyetçi, yabancı düşmanı yeşilller de fazlasıyla mevcuttur. Bu akıma sert bir eleştiri getiren iki eleştiri metni, Ian Angus ve Simon Butler’ın Too Many People? Population, Immigration, and the Environmental Crisis ve daha akademik tarzda yazılmış olan John Hultgren’ın Border Walls Gone Green: Nature and Anti-Immigrant Politics in America araştırmalarıdır.
14. Marksist biyoloji
Marksist diyalektikte köklü olan, yalnızca evrim ve ekosistemler ile bir bütün olarak incelenmiş biyosfer çalışmalarının dışında, aynı zamanda Marksist yönteme de ışık tutan çok zengin bir biyolojik araştırma geleneği vardır. Richard Levins ve Richard Lewontin tarafından yazılan modern bir klasik olan The Dialectical Biologist önemli bir metindir. Büyük usta Stephen Jay Gould tarafından yaşamı muazzam bir şekilde 1500 sayfada özetleyen The Structure of Evolutionary Theory’i yazarak harika bir yazın oluşturmuştur. Korkaklar için önermiyoruz!
15. Diğer bazı kaynaklar
Ekolojik Marksizmin ana yayın organı Capitalism Nature Socialism dergisidir. Metabolik yarılma okulunun savunucuları Monthly Review‘de düzenli olarak yazmaktadırlar. Eko-Marksist öğeler “Historical Materialism” ve “Capital and Class” dergilerinin sayfalarında bulunabilirken, Climate and Capitalism blogu, ekososyalist tartışmaları alevlendirerek iklim hareketiyle bir bağlantı kuruyor. Ve orada çok daha fazlası var!
Listelenen Kitaplar ve Yayınevleri (ç.n.)
- Naomi Klein: İşte Bu Her Şeyi Değiştirir: Kapitalizm, İklime Karşı (Agora Yayınları)
- Ashley Dawson: Extinction: A Radical History (New York: OR Books, 2016)
- John Bellamy Foster: Marx’ın Ekolojisi: Materyalizm ve Doğa (Epos Yayınları)
- Paul Burkett: Marx ve Doğa: Kırmızı ve Yeşil Bir Bakış Açısı (Epos Yayınları [aslen 1999’da yayınlandı])
- Alfred Schmidt, The Concept of Nature in Marx (Londra: Verso, 2014 [1962])
- John Bellamy Foster, Brett Clark ve Richard York: The Ecological Rift: Capitalism’s War on the Earth (New York: Monthly Review Press, 2010)
- Paul Burkett: Marksizm ve Ekolojik İktisat: Kırmızı ve Yeşil Bir Politik Ekonomiye Doğru (Chicago: Haymarket, 2009 [2006])
- Stefano B. Longo, Rebecca Clausen ve Brett Clark: Emtia’nın Trajedisi: Okyanuslar, Su Ürünleri ve Su Ürünleri (New Brunswick: Rutgers University Press, 2015)
- John Bellamy Foster ve Paul Burkett: Marx and Nature (Chicago: Haymarket 2017)
- Ted Benton (ed.): The Greening of Marxism (New York: Guilford Press, 1996)
- James O’Connor: Natural Causes: Essays in Ecological Marxism (New York: Guilford Press, 1998)
- John Bellamy Foster: The Ecological Revolution (New York: Monthly Review Press, 2009)
- Jason W. Moore: Hayatın Dokusundaki Kapitalizm: Sermaye Birikimi ve Ekoloji (Epos Yayınları)
- Carolyn Merchant: The Death of Nature: Women, Ecology and the Scientific Revolution (San Fransisco: Harper, 1990, [1980])
- Alf Hornborg: The Power of the Machine: Global Inequalities of Economy, Technology, and Environment (Walnut Creek: Rowman ve Littlefield, 2001)
- Alf Hornborg: Global Magic: Technologies of Appropriation from Ancient Rome to Wall Street’dir (Basingstoke: Palgrave Macmillan, 2016)
- J. Timmons Roberts, Bradley C. Parklar: Climate of Injustice: Global Inequality, North-South Politics, and Climate Policy (Cambridge MA: MIT Press, 2007)
- Bruce Podobnik: Global Energy Shifts: Fostering Sustainability in a Turbulent Age (Philadelphia: Temple University Press, 2006)
- Timothy Mitchell: Carbon Democracy: Political Power in the Age of Oil (Londra: Verso, 2011)
- Matthew H. Huber: Lifeblood: Oil, Freedom, and the Forces of Capital (Minneapolis: Minnesota Press Üniversitesi, 2013)
- Andreas Malm: Fossil Capital: The Rise of Steam Power and the Roots of Global Warming (Londra: Verso, 2016)
- David Ciplet, J. Timmons Roberts ve Mizan R. Khan: Power in a Warming World: The New Global Politics of Climate Change and the Remaking of Environmental Inequality (Cambridge MA: MIT Press, 2015)
- Christian Parenti: Tropic of Chaos: Climate Change and the New Geography of Violence (New York: Nation Books, 2011)
- Kari Marie Norgaard: Living in Denial: Climate Change, Emotions, and Everyday Life (Cambridge MA: MIT Press, 2011)
- Geoff Mann, Joel Wainwright: Climate Leviathan: A Political Theory of Our Planetary Future
- Kate Soper: What is Nature?: Culture, Politics and the Non-Human (Oxford: Blackwell, 1995)
- Rob Nixon: Slow Violence and the Environmentalism of the Poor (Cambridge MA: Harvard University Press, 2011)
- Deborah Cook: Adorno on Nature (Durham: Acumen, 2011)
- Andrew Biro (ed.): Critical Ecologies: The Frankfurt School and Contemporary Environmental Crisis (Toronto: Toronto Üniversitesi, 2011)
- Steven Vogel: Against Nature: The Concept of Nature in Critical Theory (Albany: Suny Press, 1996)
- Simon Hailwood: Alienation and Nature in Environmental Philosophy (Cambridge: Cambridge University Press, 2015)
- Ian Angus, Simon Butler: Too Many People? Population, Immigration, and the Environmental Crisis (Chicago: Haymarket Books, 2011)
- John Hultgren: Border Walls Gone Green: Nature and Anti-Immigrant Politics in America (Minneapolis: Minnesota Press Üniversitesi, 2015)
- Richard Levins, Richard Lewontin: The Dialectical Biologist (Cambridge MA: Harvard University Press, 1985)
- Stephen Jay Gould: The Structure of Evolutionary Theory’i (Cambridge MA: Harvard University Press, 2002)