Çeviren: Utku Canikli
Kaynak: Climate&Capitalism
Geçtiğimiz yılın kaydedilen en sıcak yıl olmasının ardından bu yıl da hava ve deniz suyu sıcaklıkları rekor seviyelerde kalmayı sürdürüyor. Hızlanarak ilerleyen iklim değişikliği, felaketlerin öngörülemeyen sonuçlarının olduğu bir iklim rejimini de getiriyor. Orman yangınları, sıcaklık dalgaları, kuraklıklar, sel, fırtına ve kasırgalar her gün dünyanın dört bir yanında büyük can kayıplarına yol açarken ekosistemlerin dengelerini de altüst ediyor. Polen Ekoloji Kolektifi iklim çalışma grubu olarak takip ettiğimiz güncel gelişmelerden olan bu yıkıcı kasırgaların arkasında yatan gelişmeleri kısaca aktaran bu yazıyı ve kaynaklarını durumun aciliyetini ve şiddetini vurgulamak için çeviriyoruz.
Son üç haftanın ardından, iklimi değiştirilmiş bir dünyada, kasırga ve fırtınaların insanlığın tarih boyunca karşılaştığından çok daha farklı ve tehlikeli olduğu artık herkes için açık olmalı.
Smoky Dağları bölgesinde, devasa Helene Kasırgası’nın yol açtığı hasar hâlâ hesaplanmaya çalışılıyor. Meksika Körfezi’nden ülkenin iç kesimlerine kadar ilerleyen kasırga, daha önceki fırtınalar nedeniyle zaten suya doymuş olan dağlık bölgelere 42 trilyon galon su (159 trilyon litre ya da 159 milyar m3 -ç.n.) taşıdı ve milyarlarca dolarlık altyapıyı, işletmeleri ve evleri hidrolik kuvvetle adeta yerle bir etti.
Karşılaştırma yaparsak, bölgedeki bir önceki rekor sel 1916 yılında yaşanmış ve Accuweather’a göre “Biltmore’daki Swannanoa Nehri 21,70 feet’e yükselerek 100 yıldan uzun bir süre boyunca rekoru elinde tutmuş, ta ki Helene Nehri 26,10 feet’e ulaşarak bu rekoru 5 feet kırana kadar.”
Accuweather, Helene Kasırgası’nın verdiği hasarı 250 milyar dolar veya üzerinde tahmin ediyor. Hemen ardından gelen Milton Kasırgası ise halen artmakta olan hasar tahminlerine 50-100 milyar dolar daha ekledi.
Temel fizik bilimi, sıcaklıkların arttığı bir dünyada fırtınaları turboşarj eden faktörleri açıklıyor.
Öncelikle, ısınan atmosfer daha fazla nem tutuyor ve bu, fırtınalar için gizli bir enerji kaynağı oluşturuyor. Sıcak okyanus suları da kasırgalar için benzin etkisi görüyor.
Geçtiğimiz yazın başında, meteoroloji uzmanları, rekor seviyede artan deniz yüzeyi sıcaklıklarının potansiyel fırtınalar üzerindeki etkileri hakkında uyarılarda bulundu. Kasırga sezonuna güçlü bir girişin ardından, Atlantik’te fırtına gelişimi için koşulların bozulması, Temmuz ve Ağustos aylarında kasırgaların oluşumunu baskıladı.
Ancak sıcaklık ve su buharı hâlen mevcuttu ve fizik kuralları her zaman bir yolunu bulur.
Örneğin, Haziran ayında, doymuş bir tropikal alçak basınç alanı Güney Florida’ya 34 cm yağmur bıraktı. Beryl Kasırgası, Teksas kıyılarını vurmasının ardından kuzeydoğuya doğru sürüklendi ve benzer bir sel felaketinden tam bir yıl sonra Kuzey Vermont’ta bir sel felaketini tetikledi. Eylül ayında, adlandırılamayacak kadar düzensiz bir bulut kümesi, Carolina kıyılarına son ‘500 yılın’ yağmurunu bıraktı.
Isınmış bir dünyada, kasırgalardan büyük hasarlar görmek için büyük çaplı bir kasırgaya ihtiyacımız yok.
Dev kasırgalardan zarar görmeniz için sahilde yaşıyor olmamız gerekmiyor.
İkinci olarak, sıcak okyanus suları “Hızlı Yoğunlaşmayı” destekler, ki bu fırtınaların tropikal alçak basınçtan büyük kasırgalara korkutucu bir hızla dönüşmesi demektir. Örneğin, Ekim 2023’te, Pasifik Otis Kasırgasının rüzgarı 24 saat içinde saatte 100 mil hızla şiddetlendi ve Meksika’nın Pasifik kıyısına ulaşan ilk 5. kategori kasırga olarak Acapulco’yu neredeyse hiç uyarı verilemeden vurdu.
Milton Kasırgası, Meksika Körfezi’nde hızla yoğunlaşmasıyla tüm tahminlerin ötesine geçti.
Hızla şiddetlenen fırtınalar, yetkililerin hazırlık yapmasını ve uygun uyarılarda bulunmasını çok daha zor hale getirerek etkileri, hasarları ve ölümleri artırıyor.
Üçüncü olarak, daha sıcak bir iklim, kasırga rüzgarlarının hızını artırıyor. Meteorolog Jeff Masters’a göre, rüzgar hızında küçük bir yüzde artışı bile çok daha büyük bir hasar potansiyeli anlamına gelmektedir. NOAA’nın bir tahminine göre, “100 mil hızla esen 2. kategori bir kasırga, 75 mil hızla esen 1. kategori bir kasırganın 10 katı hasar verecektir.”
Dördüncü olarak, günümüzde tüm kasırgalar daha yüksek bir deniz seviyesinde meydana geliyor; bu da fırtına dalgalarının daha yıkıcı olmasına yol açarken farklı bir döneme, kelimenin tam anlamıyla farklı bir gezegene göre inşa edilen altyapı, evler ve işletmeler için daha büyük bir tehdit oluşturuyor.
Buna ek olarak, Nature dergisinde yer alan yeni bir hakemli çalışma, daha fazla siklonun büyük yoğunlukta karaya ulaştığını gösterirken, bir başka çalışma da Helene ve Milton’ın gösterdiği gibi art arda 1-2 yumruk gibi inen fırtınalarda artan bir eğilim olduğunu göstermektedir.
İklim sadece değişmekle kalmıyor, ÇOKTAN DEĞİŞTİ, ama bizim düşünce yapımız buna ayak uyduramadı.
Artık tarihsel varsayımların geçerliliğini yitirdiği bir dünyada yaşıyoruz – ve değişimler devam edecek.
The Washington Post, bu hafta sert yeni bir gerçeği bildiriyor: “İklim felaketleri, halihazırda büyük mali zorluklarla karşı karşıya olan ülkelerde daha sık, ölümcül ve maliyeti yüksek sonuçlar doğuruyor.
Post, Moody’s Analytics’ın baş ekonomisti Mark Zandi’nin şu sözlerine yer veriyor: “İklim [değişikliğinin] maliyeti, zaten çok kırılgan olan mali görünümümüze giderek artan bir tehdit oluşturuyor” – “İklim olaylarının etkilerini hafifletmek için her yıl on milyarlarca veya yüz milyarlarca dolar daha hesaba kattığımızda, görünüm daha da karanlık görünüyor.”
Hiçbir toplum, tanımak ve adlandırmak istemediği bir sorunla başa çıkamaz. Fosil yakıt şirketlerinin çıkarları tarafından 40 yıldır yürütülen son derece etkili bir kampanya yüzünden siyasetimiz felç oldu. Kampanyanın amacı refahımızın ve küresel liderliğin temeli olan bilimsel ve mühendislik yetkinliğine Amerikan halkının güvenini zayıflatmak olageldi.
Temiz ve sıfır karbon enerji biçiminde çözümler mevcut ve bunlar, Midland ile civar beldelerde gördüğümüz gibi, vergi gelirlerini büyük ölçüde artırarak, elektrik şebekelerine dayanıklılık katarak ve aile çiftliği gelirlerini istikrara kavuşturarak ev sahibi toplulukların yaşam kalitesine hızlı bir iyileşme getiriyor. Aynı zamanda, çocuklarımız ve gelecek nesiller için sürdürülebilir ve yaşanabilir bir gelecek sağlıyor.
This is Not Cool sitesinden alınan bu yazu 18 Ekim 2024’te yazarın onayıyla yeniden yayınlanmıştır. Peter Sinclair, iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji konularında uzmanlaşmış bir videografikerdir. Yale Climate Connections için ‘This is Not Cool’ video serisini hazırlamaktadır. “Haftanın İklim İnkarı Saçmalığı” serisinde yüzün üzerinde video hazırlamıştır.