Çeviren: Nazlıcan Demir
Yazının orijinal başlığı: “Birinci İklim Aktivistleri Enternasyonali’ne” Doğru
Pek çok çevreci grup ve kolektif, Milano’da düzenlenen Dünya İklim Adaleti Kongresi’nde bir araya geldi. Bu kez, güçlü insanlardan oluşan bir zirveye itiraz etmek için değil, kendi gündemini oluşturmak, bilgi ve pratiklerini paylaşmak için.
İklim adaleti hareketinin ana gövdesini oluşturan 60’tan fazla kolektif, dernek ve siyasi grubu bir araya getiren Milano’daki Dünya İklim Adaleti Kongresi birkaç gün önce (Kongre 12-15 Ekim arasında gerçekleşti. -ç.n.) sona erdi. Meclisler, atölye çalışmaları, konuşmalar ve geceler gibi etkinlikler ağırlıklı olarak Devlet Üniversitesi ve Leoncavallo sosyal merkezinin manastır binası ve sınıflarında gerçekleştirildi.
Bu etkinliğin fikri, geçtiğimiz aylarda ekolojik ve anti-kapitalist yönelimli oluşumlar arasında ilk uluslararası toplantıyı düzenlemek üzere şehre ve tüm dünyadaki hareketlere bir çağrı yapan Offtopic, Ape (Proleter Yürüyüşçüler Birliği), Politik Ekoloji ve Zam gruplarından ve birçok bireyden oluşan tanıtım komitesinden doğdu.
Bu toplantının ayırt edici yönlerinden biri, sadece Avrupa’da değil küresel kapsamı olan İtalya’da gerçekleştirilen ilk toplantı olmasının yanı sıra, BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Konferansları COP veya Pre-COP gibi bir mega etkinliğe karşı düzenlenen bir karşı zirve olmayıp, hedefleri, stratejileri ve uygulamaları birleştirici bir perspektiften karşılaştırmak amacıyla hareketlerin kendileri tarafından düzenlenmiş olmasıdır. 2019’da Greta Thunberg ve Fridays For Future hareketinin itici gücüyle başlayan ve bugün küresel düzeyde iklim adaleti için mücadele eden çok sayıda gruba dönüşen mücadele döngüsünün ilk beş yılının bir değerlendirmesi yapıldı.
Çoğunluğu gençlerden oluşan milyonlarca insanın gelecekleri için sokaklara döküldüğü, Başka Bir Gezegen Yok dediği, uluslararası ölçekte ilk ve en büyük iklim hareketini başlattığı 15 Mart 2019’daki küresel grev tarihi bir gündü. İlk başta seferberlik, Greta figürünü ve Fridays for Future hareketinin kendisini araçsallaştırmaya çalışanlar tarafından Greta’ya tanınan medya alanı tarafından yönlendirildi. Greta’nın konuşmaları daha radikal hale geldiğinde ve kapitalist kalkınma modeline açıkça karşı çıktığında – 17 Ekim’de Londra’da tutuklanmasına kadar – İsveçli kıza tanınan medya alanı da büyük ölçüde azaldı. Ardından önce pandemi, sonra da savaş neredeyse sadece onun değil, hareketin aktivistlerine gösterilen ilginin de ekranlardan kaybolmasına neden oldu.
Bu, diğerlerinin yanı sıra, son küresel grevlere katılımın azalmasında da gördüğümüz gibi, Fridays for Future (iklim) hareketinin bugün yaşadığı krizin nedenlerinden biri olmuştur. Bununla birlikte, devasa yürüyüşlere katılan bu genç insanlar, zaman içinde, farklı stratejiler, biçimler ve pratikler yoluyla bugün dünya çapında iklim adaleti mücadelelerini canlandıran çok sayıda siyasi grupta yeniden ortaya çıkan anlatı ve söylemleri yerine oturttu. Veriler sadece niceliksel değil, her şeyden önce nitelikseldir: Yeni nesil iklim aktivizmi kendisini bölgesel mücadelelere, emek dünyasına, dekoloniyal ve transfeminist hareketlere bağlamıştır. Daha önce aşılamaz bir sorun gibi görünen – iklim değişikliği hiper-nesnesi tarafından temsil edilen – şey, şimdi kişinin gündelik yaşam deneyimine oldukça yakın bir şekilde uygulanabilecek bir mücadele planı olarak görünmekte, tahakküm ve sömürüyü tarihe gömülecek toplumsal yozlaşmalar olarak gören bir toplum modeli için uzun zamandır verilen tüm mücadeleleri iklim çerçevesi içine yerleştirmektedir.
Kongre açılışını Radikal Hayal Gücü Enstitüsü yaptı. Enstitü, iklim değişikliğiyle mücadelede sanatın oynayabileceği rol üzerine bütün bir gün boyunca süren bir paylaşımı öne çıkardı. Bu ilk gün boyunca, Legnaia manastırı ve Politik Ekoloji konferans salonu, çok sayıda sanatçının yaratıcılıklarını bir orkestranın müziği eşliğinde çizimler, pankartlar ve karikatürler yaratmak üzere hayata geçirdiği bir sanat atölyesine dönüştürüldü. Doğrudan New York’tan gelen Mike Bonanno, Barbie Kurtuluş Cephesi projesiyle ünlü oyuncak bebeği bir iklim aktivistinin çeşitli kılıklarında sundu.
Dört günlük meclis toplantıları sırasında hareketler arasındaki yakınlaşmanın çıkış noktası, iklim krizine yönelik ‘piyasa çözümlerinin’, yani son 25 yılda çeşitli COP’lardan çıkan önerilerin başarısız olmasıdır. Bu nedenle, mevcut tüm gruplar, ekolojik krizin köklü ve bir bürün nedenlerinin hakim sosyo-ekonomik modelde tanımlanmasından dolayı, iklim değişikliğine karşı mücadelenin anti-kapitalist kamp içinde konumlandırılması konusunda hemfikirdi. Ayrıca, Emanuele Leonardi ve Paola Imperatore’nin kısa süre önce çıkan kitabında açıklandığı üzere, 1990’lardaki hareketlilik döngüsü içinde canlanan iklim hareketleriyle bugünküler arasındaki teme fark, bugünkülerin 2011’den beri yükselen kemer sıkma karşıtı mücadelelerle bağlantılı olmasıdır.
Kongre’nin bir diğer unsuru da, orada bulunan en çok etkilenen insanlar ve alanlardan (MAPA) hareketlerin ortaya attığı bir tema olan ‘beyaz çevrecilik’ eleştirisiydi. Milano’daki buluşmaya giden günlerde, Amerika kıtasından delegasyonların (Futur@s Indigenas, Milpamerica Resiste, Sur/Resiste, Sos Cenotes, Defend Atlanta Forest) yer aldığı bir kervan İtalya’yı güneyden kuzeye geçerek Taranto, Bari, Napoli, Roma ve Bologna’dan geçti ve çevre sorununu dekoloniyal, transfeminist ve sınıfsal bir bakış açısıyla iç içe geçiren bir iklim mücadelesi analizi önerdi. Bu hareketler tarafından yöneltilen eleştiriler, Kuzey Avrupa iklim aktivizminin, örneğin ekolojik dönüşümden bahsedilip bunun ekstraktivist modeller eleştirilmeksizin yapıldığında karşı karşıya kalınan çelişkileri dikkate almayan kesimlerinin amaç, pratik ve anlatılarına yönelikti. Bu eleştiri gerçekten de sadece fosil kapitalizmiyle sınırlandırılamaz; çok uluslu şirketlerin yeraltı kaynaklarını zorla ele geçirme ve yağmalama biçimlerinin tümünü kapsamalıdır. Avrupa’da çeşitli gruplar tarafından denenen ve ancak hukukun üstünlüğüne asgari düzeyde saygı duyulan yerlerde var olabilen, fakat hükümetlerin ve polis güçlerinin aktivizmle uğraşanların yaşamları pahasına her türlü suçu işlediği küresel Güney ülkelerinde etkili olmayan şiddet içermeyen ve kitle iletişim araçlarıyla mücadele biçimlerinin de bir eleştirisi yapıldı.
Avrupa düzeyinde ise öğrenci grupları, geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana eğitim kurumları ile fosil endüstrisi arasındaki anlaşmaları durdurarak ‘okulları ve üniversiteleri karbonsuzlaştırmayı’ amaçlayan Fosile Son kampanyası etrafında toplandı. Kasım ayındaki bir sonraki uluslararası seferberlik tarihi yeniden belirlendi ve önümüzdeki aylarda Roma’da bir sonraki uluslararası toplantının yapılması için bir öneri ortaya çıktı.
Milano’da gerçekleşen Kongre’nin Milano-Cortina 2026 Olimpiyatları temasına ayrılmış bir bölümü içermekte eksik kalmasından dolayı bunu dinamik bir şekilde yapmayı tercih ettik. 10 kadar paralel seansın ve tematik masanın ardından yaklaşık 500 kişi, kent merkezinin ana arterini bloke etmeye yetecek kritik kitleyi oluşturan 100 civarı bisikletliyle birlikte Devlet Üniversitesi’nden yola çıktı. Bu hareketlilik geçici bir işgal eylemi ve konu üzerine toplanan bir meclis ile sona erdi. Meclis, şehirdeki yeşil bir alanı boğacak bir başka beton yığınağı olan tam da Scalo di Porta Romana Olimpik Köyü inşaat sahası üzerinde gerçekleştirildi. Toplantının açılışını Olimpiyata Karşı Milano Koordinasyonu yaptı ve sadece çevre sorunlarını değil, aynı zamanda emlak piyasasını speküle etme ve aşırı yüksek yaşam maliyeti nedeniyle Milano’yu giderek daha seçkin bir şehir haline getirme amacını taşıyan çalışmalarla bağlantılı sosyal sorunları da kınadı. Bu konuşmaları, o yıl Paris’te yapılması planlanan Olimpiyatlara karşı çıkan Fransız grup Saccage 2024’ün ve Venedik Alplerinde planlanan yıkım çalışmalarına karşı çıkmak üzere önümüzdeki Eylül ayında Cortina d’Ampezzo’da yeniden randevu alan Venedik İklim Kampı toplantısının konuşmaları izledi. Birçok grup ve dernek de bu yönde hareket etmiş ve Kongre günlerinde Bee ve TheOutDoorManifesto’nun çağrısına yanıt vererek “yaylaları savunmak için” pek çok dağlık bölgede yürüyüşler ve geziler düzenlemişti.
Kongre, “Birinci İklim Aktivistleri Enternasyonali’nin” altyapısını ve dolayısıyla, çoğul ama aynı ufukta yürüyen, egemen sosyo-ekonomik modele karşı olan ve canlılar arasında alan ve kaynakların paylaşımının yeni bir ekolojik yolunu oluşturan, Dünya’nın tüm iklim mücadelelerinin kalıcı bir koordinasyonunu oluşturdu. Artık amaç, Mart 2024’te çeşitli bölgelerde aynı slogan ve bu yeni uluslararası ağa içerik kazandıracak ortak siyasi noktalarla yaygın bir seferberlik başlatmaktır.
* Felsefe mezunu ve politik ekoloji aktivisti olan Federico Scirchio, ekoloji ve yeni teknolojilerle ilgili konularla ilgilenmektedir.
Kaynak: https://jacobinitalia.it/verso-la-prima-internazionale-climattivista/