Polen Dergi’nin 13. sayısını buradan indirebilirsiniz.
Polen’den…
2024’te dünya tarihin en sıcak yazını yaşadı!
İklim değişikliğinin yarattığı felaketler, kuraklık, seller, yangınlar, gıda krizi yoksul insanların yaşam koşullarını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Gezegendeki tüm canlılar ve ekosistemin bütünü, emeğin ve doğanın sömürüsüyle beslenen sermayenin saldırısı altında.
Coğrafyamızda ise iklim değişikliği, emeğin ve doğanın yoğun sömürüsü sonucu halkın giderek yoksullaşmasıyla, sağlıklı ve yeterli gıdaya; temiz havaya ve suya erişim sorunlarıyla, savaşlar ve çatışmaların yarattığı yıkımlarla ilişkili olarak yaşamımızın çeşitli alanlarında her gün önemli bir gündem olarak karşımızda durmakta.
Bu sayımızın dosyasında, iklim değişikliği ve sömürgecilik arasındaki ilişkiyi farklı görünümleriyle ele alan yazılara yer veriyoruz. Dergimizde ayrıca farklı yerellerden ekolojik sorunlara ve direnişlere ilişkin gelen aktarımları, hayvan özgürlüğü alanındaki güncel tartışmaları, ekolojik sorunları sanat aracılığıyla gündeme taşıyan çalışmalara dair söyleşi ve incelemeleri de bulacaksınız.
Hem dünyada hem de ülkemizde sadece yakın dönemde olup bitenlere baktığımızda bile sömürü ve şiddet sarmalında oldukça sancılı bir dönemde yaşadığımızı görebiliyoruz.
İsrail’in Filistin halkına uyguladığı soykırım tüm dünyanın gözü önünde bir yılı aşkın süredir kesintisiz olarak sürüyor!
Türkiye’nin her bir köşesinde doğa maden projeleriyle sermayenin talanına açılmış durumda!
Devlet kimi zaman hukuku yok sayarak kimi zaman yasaları sermaye lehine yeniden düzenleyerek, acele kamulaştırmalarla, vergi muafiyetleriyle ve türlü yollarla şirketleri beslerken; doğasını savunmak isteyen halka polisle, jandarmayla, alan açtığı paramiliter çetelerle saldırıyor!
Sokaktaki hayvanlar sistematik bir tehdit altında. Yaşam hakkını ezip geçen “katliam yasası” Ağustos ayında Resmî Gazete’de yayınlandı ki bu kanlı yasa henüz tasarı aşamasındayken dahi hayvanlara yönelik eziyet ve katliam eylemleri artmaya ve yaygınlaşmaya başlamıştı!
Kadınlar ve çocuklar ne sokaklarda ne de evlerinde güvende değiller!
Böylesi bir tablo karşısında karamsarlığa düşmemek güç olabilir. Ancak köylerde devletin ve sermayenin karşısına dikilenler, tüm baskılara rağmen seslerini kent sokaklarında haykıranlar, egemenlerin zulmü karşısında var gücüyle direnen halklar yine toplumun kendi içinden filizlenerek ışık veriyor. Örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyor!
Polen Ekoloji olarak, Artvin Cankurtaran’da şirketlere karşı ormanı ve doğayı savunurken patron tetikçilerinin silahlı saldırısı sonucu yaşamını yitiren Reşit Kibar’ı saygıyla anıyoruz.
Kapitalist sömürü karşısında eşitlik ve özgürlük için sürdürülen tüm direnişleri yoldaşça selamlıyoruz…