Yaşam için Yasa İnisiyatifi’nin uluslararası mevzuatlara dayanarak tanımladığı gibi mal veya kaynak değil, doğuştan gelen haklara sahip, duyguları olan ve hissedebilen canlılar olan hayvanların haklarının savunulmasını aynı ekosistemin paydaşları olarak bir sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu canlıların sahipli/sahipsiz tanımlamasına bakılmaksızın, gerek mezbahalar, gerek “çiftlikler”, gerekse gösterilerde kullanmak, sergilemek, yarıştırmak, dövüştürmek amacıyla ömürlerini esaret altında geçirmek zorunda kalmalarını, işkence ve kötü muameleye maruz bırakılarak üzerlerinden kazanç elde edilmesini kesinlikle reddediyoruz.
Hayvanların göz yumulamaz şiddet biçimlerine çeşitli biçimlerde maruz kalmasına ve katledilmelerinin, pazarlanmalarının meşrulaşmasına seyirci kalmayacağız. Hayvanlarla birlikte yaşadığımız bu dünyada, ülkelerde, şehirlerde, mahallelerde, sokaklarda onların da birer sakin olduğunu bilerek;
– hem yuvalandırıldıkları evlerde takiplerinin sağlanmasını,
– hem yaşadıkları sokaklardaki bakım ve rehabilitasyon ihtiyaçlarının giderilmesinin ilgili belediyelerin sorumluluğunda olmasını,
– bu sorumluluğun takibinin ve denetlenmesinin kamuya açık bir şekilde yapılmasını,
– “kentsel dönüşüm” adı altında yapılan elitleştirme ve sterilizasyon çalışmaları sırasında “toplanan” hayvanların dağ başlarına bırakılarak ölüme terk edilmesine son verilmesini,
– hayvanların sanki bir oyuncak gibi “talebe uygun üretildiği ve satıldığı” petshop’lar, internet pazarları, kürk çiftlikleri ve müze gibi sergilendikleri hayvanat bahçeleri, yunus parkları, hayvanlı sirkler ile yarış ve dövüşlerin bir an evvel yasaklanmasını,
– spor adı altında, hem yoğun bir ekolojik tahribatın hem de cinayetlerin faili olunan avcılık ve av turizminin bir an evvel durdurulmasını,
– hayvanlara uygulanan şiddetin meşru görülmesinin önüne geçmek için önerilen caydırıcı cezaların bir an evvel yürürlüğe konmasını,
– teknolojik gelişmelerin yakından takip edilerek hayvan deneylerinin terk edilmesi için gerekli adımların atılması sürecinin hızlandırılmasını,
biz de Polen Ekoloji Kolektifi olarak sahipleniyor ve savunuyoruz.
Gerçek anlamda “uçan kuşta kâr görmeye çalışan” bu sistemin hayvanlar üzerindeki sömürüsünü kırma mücadelesini, tutarlı antikapitalist bir duruşun yanında hem ahlaki bir sorumluluk, hem de yaşam döngüsüne müdahale ettiği ve ekolojik tahribata yol açtığı için ekoloji hareketinin önemli bir mücadele alanı olarak benimsiyoruz. Yaşamın döngüsü, sürekliliği, onuru adına sömürüden kurtulma ve adalet için bizler de Yaşam İçin Yasa! diyoruz.
Polen Ekoloji Kolektifi